Dünya; ana rahminden doğar gibi,
Doğduğunda mı,nefes alıp vermeye
Başladın ey İstanbul! ...
Zamanın tozlu sayfalarında geriye gidip,
Dokundum ruhunun en ince noktasına.
Kaç tufan geçmiş,kaç insan nesli yaşamış.
Küçükçekmece’ nin göl kıyılarında,
Yarımburgaz mağarası; ilk konak yeri insanın.
İlk fikir tohumları Fikirtepe’ de mi atıldı acaba?
Hangi hazinelerini koruyordun surlarınla?
Çekiciliğin neydi ki yağmalandın yüzyıllarca.
Dağlardan gemileri yürüttürdün,
Lalezarlara döndürdün bahçelerini.
Sinende gömülü imparatorların varlığı.
Her köşende ayrı medeniyet nefesinin rüzgarı eser.
Kırk iki millet yaşar içinde.
Belleklerimizin yitik kenti; Atlantis’in;
İz düşümü mü yansır görkeminde?
Gecenin koynunda yedi tepenle dans ederken,
Yakamozlar oynaşır Boğaziçi sularında.
Yedi ejder başı gibi yükselirken gökyüzüne,
Umut ekmeği,yaşamın kırmızı şarabını sunarak,
Bir esriklikler diyarına sürüklercesine,
Milyonlarca insanı barındırırsın bağrında.
Söyle ey İstanbul; seni anlatmak için,
Binlerce destan yazıp; melodinin tınısına nakşederek,
Haykırayım mı sana olan sevdamı sonsuzluğa! ...........
17.03.2006
Fatma GüvenKayıt Tarihi : 17.3.2006 00:29:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fatma Güven](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/03/17/ey-istanbul-24.jpg)
Dünya; ana rahminden doğar gibi,
Doğduğunda mı,nefes alıp vermeye
Başladın ey İstanbul! ...
Zamanın tozlu sayfalarında geriye gidip,
Dokundum ruhunun en ince noktasına.
Kaç tufan geçmiş,kaç insan nesli yaşamış.
Küçükçekmece’ nin göl kıyılarında,
Yarımburgaz mağarası; ilk konak yeri insanın.
İlk fikir tohumları Fikirtepe’ de mi atıldı acaba?
Hangi hazinelerini koruyordun surlarınla?
Çekiciliğin neydi ki yağmalandın yüzyıllarca.
Dağlardan gemileri yürüttürdün,
Lalezarlara döndürdün bahçelerini.
Sinende gömülü imparatorların varlığı.
Her köşende ayrı medeniyet nefesinin rüzgarı eser.
Kırk iki millet yaşar içinde.
Belleklerimizin yitik kenti; Atlantis’in;
İz düşümü mü yansır görkeminde?
Gecenin koynunda yedi tepenle dans ederken,
Yakamozlar oynaşır Boğaziçi sularında.
Yedi ejder başı gibi yükselirken gökyüzüne,
Umut ekmeği,yaşamın kırmızı şarabını sunarak,
Bir esriklikler diyarına sürüklercesine,
Milyonlarca insanı barındırırsın bağrında.
Söyle ey İstanbul; seni anlatmak için,
Binlerce destan yazıp; melodinin tınısına nakşederek,
Haykırayım mı sana olan sevdamı sonsuzluğa! ...........
17.03.2006
Fatma Güven
Yedi Düvel Yedi Tepe İstanbul,ne kadar anlatsak satırlara sığmaz.Saygılar....
Kutlarım yürekten
Sevgimle
tebrikler
TÜM YORUMLAR (7)