Ey deniz; kaç gün oldu, kaç ay oldu, yıl mı bilmem, denizci evinden gideli, sana koşalı, karadan ve sevgililerinden ayrılalı, farkını bilir misin karadan ve denizden bakmak nedir anlar mısın?
Sayamıyorum elveda denen günleri, mavinin burukluğunda dudaklarım titriyor gidişlerine.
Denizcilerin sevdiklerinden uzaklaşmanın hüznü ve dönüşlerinde sevdalarına yaklaşmanın umudu var gözlerinde.
Mavinin matemi var gökyüzünde, gri bulutlar mı desem, anılar mı desem, hasret ve özlemi şiirlere dökmek mi desem, yoklukların acıtması mı, fırtınalarda edilen dua mı?
Martılar, bugün beyaz tüllerini örtmüş gözlerime, gözyaşlarımı saklıyorlar denizcilerden...
Ey deniz; avuçlarımı uzatıyorum sularına, bir elimde dürbün, bir elimde yüreğim, sevdalarına bulanmış yalnız yürekler bakıyor gözlerime ve sen vuruyorsun sahillere,
Kanatıyorum kendimi inceden inceden, yarınalar geliyor aklıma o an “ dur” diyorum, hüzünlere ve gemilere, ıssızlığında saklıyorsun onları ve benim olan bir yüreği, biliyor musun?
Ne kadar ıssızsın ve acımasızsın deniz; duyuyor musun sesleri, doğanları, gülenleri, ağlayanları, ölenleri?
Ağlatan sancıtan seslere, dalgalarını mı kattın?
Bırak, girsin dalgalarına umutlar, sızsın yüreğinin içine ağlayamayan insanlar, tadı olmaz bilirsin çekmeyen telefonu ve içinde eritirsin ömürleri, bir bir özlemlerin yolculuğunda.
Orası burası hep senin, okyanuslarla oynaşırsın, sahillerle kaynaşırsın, gözlerin ufuklarda bekler yarınları, yüreklerde nemlenir gözler ve tuzlu yaşlar akar sevdalara.
Dudakları bu acı kadehlerden çeker tadını arasa da bulamaz bayramları, ne de özlediği düğünleri, kapatma gözlerini dökülecek yaşlar derinden bin sene de geçse dönen olacak seferinden.
Gökyüzünde yıldızları seyre dalar gözler ve ay ışığının gizemli dünyasında denizciler, gülüşleri hoyrattır ve yalnızdırlar, gecelerin içinde, birde karanlığında dolar gözleri.
Yaşamlarının tükendiğini bilmek istemeseler de razılardır kaderlerine ve bastırılamayan isyanlara, her denizci, içinde sabahlasa da, seni sıcak bulmaz, parıltıların ve yakamozların birde albenili kızıllığın kuytularında sallanır dururlar.
Ey deniz; denizcilerin gözlerinde kalan yeşilli mavili tuzlu damlalar yarınları içindir, onu dökmek hoşlarına gider.
Limanlarda bir sevgiliye bakmaz gözleri ve yüreklerinde yaşar bekledikleri ve bekleyenleri.
Ölümüne sevmişti denizciler seni çünkü etrafları sularınla çevriliydi ve maviydi, onları tel örgüleri gibi sıktın deniz, artık deniz yalnızlığından yakınmanın ve bıkmanın umutsuzluğu vardı şişelerin dibinde ve düşlerinde.
Çünkü onların ayaklarının altındaydın deniz; ezsende uzaklıklarla yürekleri onlar hep senin üstünde yürüyecekler ve sana hep ekmek kavgam diyecekler.
Ey denizci; yaşadığına ömür diyeceksin salınsan da kuğular gibi sen denizcisin hep yüreklerde yürüyeceksin.
Yavuz Bayram Çalışkan 15 Mart 2009 saat:11.45 Yalova
Yavuz Bayram ÇalışkanKayıt Tarihi : 15.3.2009 14:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
uzun yol gemi kaptanı oğlum Şuayip Çalışkan'a ithaf olunur.

TÜM YORUMLAR (1)