Biri, anasız babasız, beş parasız okumuştu,
Diğeriyse varsıl bir ailede keyfince büyümüştü.
Günlerden bir gün öğle sonrası
Hatıralarıyla baş başa kaldılar,
Yorgun yüreklerinin heyecanıyla,
Uzun bir zaman tüneline daldılar.
Yıllardır aynı kurumdaydılar,
Hiç yüksünmeden anılarını
Teker teker birbirine saydılar.
Önce biri anlatmaya başladı.
Sevgiye hasret ruhu derinden kederliydi.
Uzaklara dalıp giden gözleri,
Her an toprağa hasret
Bir sağanak bulutu gibi nemliydi.
“hiç tanımadım babamı “dedi.
“belli ki ben çok küçükken ölmüş”
“yoksa hiç aramazmıydı beni? ”
“bırakırmıydı beni öyle çaresiz?
Babam ölünce annem bakmış bir süre bize.
Sonra da karşısına ilk çıkanı sevince
Bizi sahiplenmesi o gün bitmiş
Takılmış adamın peşine evlenip gitmiş.
Ne annemin ne babamın yüzlerini tanırım
Rüyamda yaşlı birilerini görsem,
Onları annem babam sanırım.
Kimdi nasıldı, neyi severdi babam?
Şişmanmıydı yoksa zayıf
Güzelmiydi, yoksa çirkin?
Babamda çocuklar gibi ağlarmıydı?
Bizim gibi korkarmıydı?
Korksa da, çocukları için, bizler için,
Her tehlikenin karşısında
Ölüm pahasına varmıydı?
İşini severmiydi babam
Yoksa bizim için mi katlanırdı her derde?
Bir fotoğrafı bile yok bende.
Demek kanıtsız bir sevgiye
Mahkûm olmak varmış kaderde.
Olsun, yine de o benim babam.
Olsa da ölse de, başkaları ne söylese de
Benim için, akıllı, sevecen aslan gibi,
Hâsılı, bütün sevgilerden daha önde.
Yutkunarak baktı bir süre,
Gözlerinden iki damla yaş süzüldü yere.
Hazan rüzgârı önüne kattı tozu yaprağı,
Bir horoz sesi yayıldı ötelere.
“sen dedi senin baban yaşıyordur umarım”
Yoksa sende benim gibi sevgiye hasret
Annesiz babasız mı büyüdün?
Bir an baktı arkadaşı,
Gözlerinde sorgunun utandıran telaşı.
“benim annem babam” dedi “yaşıyor”.
Sıkıntıya düşsem hemen koşuyor.
Gece gündüz çalışarak beni okutan
Çaresiz kalınca elimden tutan
Yemeyip yediren onlardır bizi
Uçsuz bucaksız sevgi denizi.
Asıl gerçek dostlar, yalnızca onlar.
Ne var ki, bizleri özleseler de
Her gün yolumuzu gözleseler de,
Başkalarını onlara tercih ederiz,
Ne arayıp sorar ne de gideriz.
Saygısızlığın bini bir para
Nankörlük desen diz boyu bizde
Sonra cehennemde mutluluk ara
Nasıl şaşırmazsın yolunu düzde?
Yıllar geçti bir gün evlerinde kalmadık,
Bir bayram el öpüp dua almadık,
Hasretle sarılıp hemhal olmadık,
Sebep, kendi hayatımız ve evlatlarımız.
Oysa yüce Allah ne güzel demiş.
“yanında yaşlanırlarsa eğer ki onlar
Bir kere olsun öf bile deme,”
Saygıyı nasıl anlatır başka kelime?
Er geç bizim sonumuzda aynı olacak
Mutlu yuvamız ıssız kalacak
Muhtaç kalacağız her çalan zile
Yaşlanıp ta evlatlarımız evlensin hele.
Kayıt Tarihi : 9.2.2013 09:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kemal Müftüoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/02/09/evlat-69.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!