EVLAT.....!
Çaresizlik,
Kimsesizlik ve bir de yoksulluk,
aslanı kediye boğdurur EVLAT.
Küsmeyen kalmaz, sırtını dönmeyen olmaz hüzne,
Sefalet bir yazgı değildir,
kimi zaman bir çığlık, kimi zaman bir nefesin tükenişidir.
Evlat,
Kaptansız ve pusulasız demir almış gemiyi ilk terk eden farelerdir,
Hiç bir köşesinde barındırma asalakları,
En ağır taş en yakınındandır her daim,
Açmayasın yüreğini kalleş kucaklara.... EVLAT.
İlk parçalanır sürüden ayrılan,
tek yürek yaşamak hayal olsa da alemde,
bir-bir vurulur umutlar en ince yerinden,
gölgeler uzar korkak titremelerde.
Beni unutma Evlat,
Karanlık sabaha çeyrek çalmadan,
Yıldız kaymadan geceye,
Ay şafkına darılmadan...
Mahzende can çekişir gelmezler,
Çalamaz olur senfoniler ıssız mermerde,
Gülümsemeyi unutur mimikler, vurgun alır derinden.
Telaşı bitmez dünyaya aldanma Evlat...
Evlat!
Unutma sakın, 'sen'den başka yoktur bir başka 'sen'
uzanan her yürek değildir dost eli,
rivayetlerde kaldı o eski 'biz'ler
Dostunu düşmanını tanı Evlat...
Evlat! ! !
Düne gülümsediğimi unutturan bu gündür kahır yüklü,
yarını da belirsiz kılan, gam keder doğrayan.
bir nefes aralığında can soluyan elvedadır canımı acıtan.
Hasret yağmurlarında boğulmadan yürek, Uyan Evlat...
Tükenen her bir nefeste bir damla eksilirim ahlarımda,
Çağıramam artık gelmezleri,
Ömrün has bahçesinde taze gül kokusu,
hasat mevsimine yel değmeden
uyan evlat,
Babanı unutma evlat...
29/11/2010
KOÇAK
İZMİR
Muhsin KoçakKayıt Tarihi : 2.12.2010 02:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!