Evlat can, evlat canandır
Vazgeçilmez bir hicrandır.
O olmazsa, olmazındır.
Mevsim-i baharın, yazındır
Yaşam gayesi, umududur.
Evin bereketi, huzurudur
Evlat bir şey değil her şeydir.
2020
Soğuk kışta, bereket dışta
Kanat kuşta, kanaat puşta
Tecrübe yaşta, ilim başta
Yürek taşta, duygu yaşta
Kese duşta, asalet duruşta
Güç vuruşta, üç beş kuruşta
Yeni buluşta, eski Muş’ta
Gurbet dışta, şıklık tıraş da
Fetih savaşta, kati barışta.
Başarı yarışta, ödül varışta
Deniz dalışta, kazanç alışta
Keramet başta, lütuf aşta
Rutubet yaşta, yay kaşta
2020
Kuşburnu, ıhlamur, kantaron otu
Hastanın üstünde, Amerikan kotu
Sütlü bal, kuşburnu, keçiboynuzu
Zurna yaprağı, payam, davul tozu
Ayvadana, ebe gömeci, kuş üzümü
Süpürge otu, kara dut dinle sözümü
Karabaş otu, sarı melisa, toz nane
Kına otu, papatya hepsi de bahane
2020
Para, mal hırsı ibadeti sekteye uğratır.
Namazda kullar, dünya işini önüne alır.
Anlamaz, bildiğini sandığı bilinmeyeni
Götürdüğü, yalnızca iki metrelik kefeni
“Dünya malı değil mi” sözü rafta kalır.
Aklını fikrini de, bu fani dünya malı alır.
Kimi dünya için, dünyasından da geçer
Kimisi ya kavgadan, ya kaygıdan göçer
2020
Dün gemileri karaya, atları suya sürdük yüz atlı,
Bugün elde taş ve sopalar, karşımızda bin tanklı.
Dün destanlar yazdık, ayrıcalıktı üzengimizi öpmek,
Bugün özenti oldu, gâvurun ayağına güller dökmek.
Külün eşimin de nefesle kızarır, nefisle karışır kor.
Bülbüller can derdinde, gül bahçesinde dekor.
1986
Bir kız kardeşin olacağına,
On erkek kardeşin olsun.
Hele üç kız kardeşin varsa.
Başına belayı bulmuşsun.
Üçü de, cahil ve barbarsa
Gayrı, seni Allah korusun.
2020
Kuşburnu, ıhlamur, kantaron otu
Hastanın üstünde, Amerikan kotu
Sütlü bal, kuşburnu, keçiboynuzu
Zurna yaprağı, payam, davul tozu
Ayvadana, ebe gömeci, kuş üzümü
Süpürge otu, kara dut dinle sözümü
Karabaş otu, sarı melisa, toz nane
Kına otu, papatya hepsi de bahane
2020
Değer verdikçe, daha değersizleşir insan
Ederi kadar değer ver, sarraf-ı insansan.
İnsan ki, iyi gün dostudur seninle gülen
Sen nereye gidersen git, seninle gelen.
Değerinden fazla, değer vereni gördüm
Değerini kaybetmişler, sanki kördüğüm.
Hele bir de düşmeye gör, sende şaşarsın
Ne dost ne arkadaş kalır, ancak anlarsın.
O karanlık sahte yüzler, dolgun gölgeler.
Sen ağlarken gülerler, o çapaklı gözler.
Saç sefadan, tırnak cefadan uzarmış.
Bu masal değil, bir yokmuş bir varmış.
Acemi katır, kapı önüne yük indirirmiş.
Akıllı deve, sahibi binerken de eğilirmiş.
Tekrar gireceğin, kapıyı çarpmadan çık
Çarpar girer, çarpar çıkarmış aklı kaçık.
“Veren el, alan elden üstündür” dereler
Masal olan, fareli köyün kavalcısı beyler.
2020
Müslümanlar iki gözü iki çeşme,
Akıtırken kan ve gözyaşını.
Hristiyanlar gibi reva mı kutlamak?
Dinimizde yeri olmayan yılbaşını?
Alim-i İslam’a dön de hele bak,
Oluk oluk akarken kan revan.
Tokuşur kadehler hindi sofrasında,
Kan çanağı gözler, kafalar kirman
Kumar millileşmiş, Ulul-Emir başında
Şu yaşlı, fani dünyamız,
Bu yeni yılda, bilmem ki kaç yaşında
Devede kulaktır bizim yaşımız.
2010
İstediğimi öğrenirim, istediğini zorlama bana.
İlk adımı atmak gayem, adam olmaktan yana.
Zincirini köpek koparır, mühim olan tasması.
Üzümlerde zor koparmış, sımsıkı sarar asması.
1996
Kayıt Tarihi : 18.8.2020 22:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Datca
![Uğur Musab Şahin](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/08/18/evlat-167.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!