Ahmet Zekai Yıldız - Evin Yolunu Bulan K ...

Ahmet Zekai Yıldız
213

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ormanda çalışırken yorulduğunda dinlenmek için, en irisinden bir çam bulup sırtını ona yaslardı.”Sırtını yasladığın ağaç senden kalın olmalı, evlat! ..” derdi. Sonra da orman muhafaza memurluğu üniforma aksesuarından olan kasketini çıkartıp dizine birkaç kez vurarak tozunu silkelerdi. Cebinden çıkardığı büyük bez mendille başının terini silerken, kasketin içindeki vesikalık fotoğrafına uzun uzun bakardı. Nasıl bakmasındı ki? Fotoğraftaki Ormancı Yakup henüz 23 yaşında,askerliğini yeni tamamlamış, iri çimen yeşili gözleri, kaytan bıyıkları, dığandaki tereyağ gibi kırışıksız yüzü ile genç kızları peşinden koşturan, Hazreti Yusuf kopyası bir delikanlıydı.

O gün, Ormancı Yakup şiddetli baş ağrısıyla uyandı. Kalkmaya davrandı fakat başaramadı. Evin ahşap tavanı dönüyordu çünkü. Neler olmuştu? Evine nasıl gelmiş, yatağına nasıl yatmıştı? Hiçbir şey anımsayamıyordu. Bir ara“Hatun! ”diye bağırdı. Fakat uykusu oldukça ağır olan Zarife Hanım uyanmamıştı. Saate baktı. 23.30’u gösteriyordu. “Sabaha daha çok var.Şimdi yatıp da sabahı nasıl bulacaksın? ” diye söylendi.Tekrar kalkmayı deneyince karyoladan düştü.Emekleyerek ve acı içinde karyola demirlerine tutunarak ayağa kalkabildi.Sesini biraz daha yükselterek bir daha bağırdı hanımına. Güçlükle yattığı yerden doğrulan Zarife Hanım:” Ne oldu, adam? .Neden kalktın ki? Daha yeni yatmıştık” deyince, gittiği düğünde söylenen bir türkünün sözlerini mırıldanmaya başladı.
'Bal yapmayan arıdan, / Çuval doldurmayan darıdan, / Adamdan sonra kalkan karıdan, / Hayır gelmez, hayır gelmez.'

Bu alaycı türkünün sözlerine çok sinirlenen Zarife Hanım “Eeh! .”diyerek yorganı başına çekti ve tekrar yattı. Ormancı Yakup odadan dışarı çıkarak, soğuk suyla bir güzel başını yıkadı. Bu baş ağrısına bir miktar iyi gelmişti işte. Derin bir oh çekti. Fakat karın bölgesinde yanma ile karışık kaşıntı hissi vardı.Göbeğini açtığında nokta nokta koyu kırmızı lekeler olduğunu görünce telaşlanarak, yatak odasında uyuyan hanımını kaldırdı ve: “Bak hatun şunlara! Nedir ki bu lekeler? ” diye sordu. Zarife hanım ikinci kez uyandırılmanın kızgınlığıyla,”Ben ne bileyim be adam? Her Allah’ın günü zil zurna içersen her musibet gelir başına. Akşam dört kişi zorla getirdi seni. Git doktor Şerif kadına göster, ona sor.”diyerek tekrar yattı. (Şerif kadın tıp eğitimi görmemiştir. Fakat bilimsel olmayan yöntemlerle tedavi yaparak pek çok hastayı iyileştirdiği için kendine doktor diye hitap edilmektedir.) “Bu saatte Şerif kadın rahatsız edilir mi hiç? ” diyen Ormancı Yakup göbeğini açarak tekrar bakar. Fakat hiçbir anlam veremez bu lekelere. Bir ara askıdaki ormancı üniforması ilişir gözüne.Giysileri tamamdır tamam olmasına da, beylik tabancası kılıfında yoktur. Hemen telaşlanarak yatak odasına yönelir. Zarife hanımı yatağından kaldırarak sorar. Zarife Hanım akşam eve tabancasız geldiğini söyleyerek uykusuna kaldığı yerden devam eder.

Tamamını Oku