Evet Evet
tanrı aşkı yarattığında çoğu insana yaramadı
tanrı köpekleri yarattığında köpeklere yaramadı
tanrı bitkileri yarattığında eh işte idare ederdi
tanrı nefreti yarattığında standart bir hizmete kavuştuk
tanrı beni yarattığında beni yaratmış oldu
Her zaman yanımızda olacak kadının
her yerde yanında olmaya ant içtiğimiz
üç ayaklı dünya adaletiydi sevdamız;
sen,
ben,
gölgen-gölgem..
Devamını Oku
her yerde yanında olmaya ant içtiğimiz
üç ayaklı dünya adaletiydi sevdamız;
sen,
ben,
gölgen-gölgem..
...dua et !
onyedinci yüzyıl engizisyon fransa sında değilsin..
..ruhunu çoktan kutsamıştı bir kırmızı giyimli kardinal..sana cennet bahçelerinden bir parsel sözü vererek..
ve kırmızı kukuletalı cellat yüzüne doğru gelen ateşi elleriyle kovuyor oluyordu..uzakta bir yanık deri kokusu karışmıştı parisin parfüm(!)-VERSAY SARAYANIN ÖNÜDE DİYEBİLİRİZ!_kokan meydanlarına ...ve siz gökyüzünün engin maviliklerinde gölgenizle uçurtma uçuruyor olacaktınız..!tıpkı 'titanic' kaptanın söylediği son dizeleri söyler gibi..ardınızca flemengo danscılarının ayak sesleri.. uzaktan senfoni sadeleğinde ucuz ve naif alkış sesleri..meydana bakan tahta evin pencerisinde bir çift göz..dudaklarında hazin söz !
'vah zavallı ihtiyar ;ne güzel şiirleri vardı..'
hiç iyi olmamış..
ben şiiri çok beğendim.gayet anlamlı ve güzel.ateistlik yanı beni ilgilendirmiyor.ben benzetmeleri çok sevdim
ve şiiri de tanrı yarattı aslında...ilahi aşkı es geçip okuyunca iyi şiir...şairin tanrısını (ya da tanrısızlığını) düşünerek okursak daha iyiye yorumlanacak bi şiir de.
İşte şiir ve şiirin başladıgı yerde anlam...
şiir oldukça saçma bence okuyan boşuna ufakta olza zaman kaybedio
bukowski'yi eleştirebilmek en azından kötü taraflarını ortaya sermek için ondan daha iyi olmak gerekmez..şöyle ki eğer bukowski'ye veya benzer bir şaire yazara karşı sanat yönünden estetik yönden bir eleştiri getiriyorsanız eleştirdiğinizden daha yetkin olmak bir gerekliliktir.üslub, biçim vb konulardır bunlar.. ancak sanat eserinde savunulan fikre ya da kötülenen düşün zeminine eleştirel yönde katkıda bulunmak için o fikre karşı bir yakınlık veyahut karşıtlık içinde bulunmak yeterlidir..nasıl ki bukowski'nin fikirlerini benimsemek için bukowski seviyesinde olmak lazım gelmiyorsa ona fikirsel düzlemde karşı çıkmak içinde onun seviyesinde olmak gerekmiyor..hem tersi bir durum söz konusu olsaydı hangi şair ve yazara karşı kayıtlı, bilinçli olabiliriz?
herşeyden önce bir şiir okuyoruz, ve şiir terminolojisine göre değerlendirme yapmak gereklidir..bu yönden bakılırsa ahenkli,akıcı,ilhamdan mülhem bir şiir diyebiliriz..ikinci konu ise şiir mantığımız..şiirmize içerik,üslup bakımından hakim olan mantalite..aslında bukowski'nin de böyle bir düşünsel zemini var şiirde..insanımsı bir tanrı tasviri varoluşçulukla birlikte hakim muhal düşün aracı oldu..tanrının belli sıfatları felsefe tarafından ilga edildikçe eserler de bu ölçüde pervasızlaştı,marjinalleşti.anarşistleşti..işte bukowski'nin fikrî zemini de bu genel kanıya istinat etmekte..ona göre gayet haklı bir şiir..herkes fikrini söyleyebilmeli diye düşünür o..doğru da düşünür,fakat şu nokta gözden kaçırılmamalı..her şeye karşın şiirde bir 'tanrı' sözcüğü geçiyor..yani tanrı kabul ediliyor, ama daha çok sarhoş antik yunan dahisi tavsifiyle..insanımsı tanrı..tevrat tanrısı..bunun yanında bukowski tanrı adetine bahane bularak kendini de tanrılaştıryor..tanrıyı eleştriyor,lakin içten içe onun tahtına göz dikmiş..burjuvayı sindirdikten sonra onlardan boşalan şatolara saraylara yerleşen eşitlikçi birliktelikçiler gibi..diyorum ki bu şiiri yazdıktan sonra muhtemelen sevişmiştir bukowski..tek tanrılık alameti o ya zaten..
cok iyi ,adam en azindan düsündüklerini cesurca söyleyebiliyo...
evet şiir fena diil ama yetersiz.bukowski tanrının en yakın dostu.onu dinleyin...
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta