göbek bağından hala bağımlıyız
atmaya çalışırken ilk adımları yeryüzü ayak altında
yaşadığımız şu dünyada ya hiç ayna yok
ya da o aynalara bakacak yüzümüz
kırık aynaların önünde
yakamızı düzeltip., dağınık saçlarımızda gezdirirken ellerimizi
hemen arkamızdan bir kırlangıç sürüsü uçar gider
gitmek isteriz peşlerinden gidemeyiz
bir daha asla
gittiği yerden geri gelmesini istediğimiz kimseye ne deriz
dön gel artık
özlemişsinizdir, havsalanızda güzel anılar kalmıştır ya
onları yeniden yaşamak için
ya da gidenin tehlikede olduğunu bildiğiniz için
bir eylem beklersiniz ondan
her neredeyse geri dönmelidir…
hoş, büyük duvarlar ardında tozlanmaya yüz tutmuş
kalın engeller var arada
hep hikayeler böyle başlar
ya bir insan bir yolculuğa çıkar
ya da şehre bir yabancı gelir
ya da insan neden yolculuğa çıkar
şehre giren o yabancı başkası değil de bizsek
sormadan bulduğumuz cevaplar bize ait değilse
o sebeple insanın evi
toprağının, inancı ile buluştuğu yerdir
duvarları yıkılmış ,virane olsa bile
ruh için bedendi belki de evimiz
belki de oraya dönmeliyiz
değil mi ki, kuşların, karıncaların bile bir evi var
yaşayan her canlının en temel ihtiyacıdır ev
bu kadar fani olduğunu bilip
bu kadar baki olma aşkıyla
dünyaya kök salmanın ne lüzumu var
kalbimiz neresi peki
bana sorarsanız, o da ruhumuz olmalı
hani oradan buradan çağırmalı bir şey sandığımız
ama asıl evimizin orası olduğunu çoğu zaman es geçtiğimiz yer
bir kayıp parçamız belki de
hani dönüş yapmamız gereken şey ne
sırrı biraz da içinde saklı
bakıyoruz evinden ayrılmayıp kalbini bulan
önden gidenler bulmuşlar o sırrı
hem de ne bulmak
vakur bir duruş ile...
o halde peşine düşmeden
bir haller bize sirayet etmeden
bulmalıyız kalbimize giden yolu
ya dünyanın hızına alışanlara
bu hızın boşluğuna düşenlere ne demeli
hız boşluk getirir ,boşluk ise kaybı getirir
akıl kaybı, ruh kaybı, sevgi kaybı
peşine düşmek bir yana,
şarkısını dahi hatırlamaz insan
oyalanır durur boş hayallerle
kalbimiz birçok şeyle dolarken
ruhumuz boşalıyor adeta
akıp giden tonlarca şey ,binlercesi
çok hızlı ulaşabiliyor olmak
neleri kaybetmemizi zorlaştırıyor
koştura koştura yaşıyoruz hayatlarımızı
kum saatinde akan o kumların
ömrümüzden de aktığını göremeyecek kadar
çok işimiz var
gelmek anda kalmaktır aslında
her şeyin ve dahi kendisinin geçici olduğunu bilir
bilense hem nefsine
hem düşmanına karşı daha güçlüdür
içten dışa bir yolculuk gibi
bir seyr-ü sefer
kalbi boş şeylerle meşgul ederken
asıl hakikatleri unutturmak için şarkı mırıldananlar var
nereye gidersek gidelim
dönüşün nereye olacağını biliyoruz
yaptığımız yanlış şeyler karşısında bile
hata yapmak fırsatını ademe veren Sendin diyerek
dönüş yolumuz olduğunu bilinciyle yaşamak biraz da
derin uykusundan kalkmak isteyip de
çalacak alarm bulamayanlar
en nihayetinde insanız
ola ki bir vesile, halleşmeliyiz
yol yakınken dönmek kurtaracaktır bizi
ebediyen yok olmaktan
sen O’ndan razı,
O’ senden razı
böyle bir hatırlamanın daha güzeli var mı
haydi durma…
sen de şarkını söyle
ve hatırla her an
hatırla ki,
önce kalbine,
sonra evine dönüşün kolay olsun
redfer
İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 6.7.2024 19:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!