Ne zaman başladı yalnızlığım, ne zaman bitecek, bilmiyorum.
Ne zaman sevdim, ne zaman ayrıldım ya da terk edildim.
Bu sözlerim sanadır, yalnızlığıma ayna tutan mavi melek.
Sus, hiçbir şey söyleme, sadece dinle.
Yine yokluğun çökmüş omuzlarıma, yüreğim yorgun yine soğuk buz gibi
Alnıma düşen saçlarım gözlerime batıyor yokluğunda...
Sesinden yoksun kulaklarımda bir sağırlık.
Konuşulanı, söyleneneni yani senden başkasını duyamıyorum sanki.
İçimden bağırmak geliyor, haykırmalara çöl götürürken
Lal dilsiz kesiliyorum, boğazımda birikiyor kördüğümler, susuyorum
Düşünki gecenin kefeniyle karanlıklar ülkesindeyim
Ama sen gözlerini dikip beni görmeye bakma, kıyamam korkarsın belki
Dur, bir adım bile atma, varamazsın bana, az aç kulaklarını ve dinle…
Mehtabın bile düşman kesilmiş beni aydınlatmıyor baksana!
Geçen gecelerde çirisk çirisk yanan yıldızların şimdi hangi cehennemdeler?
Bu şehirler, bu caddeler bu sokaklar niçin bu kadar karanlık kesilmişler?
Nedendir bu ölümüne sessizlik, nedendir bu kaldırılmaz yas meltemi?
Kaldırımların bile tutmuyor ayaklarımı, yürüyemiyorum
Niçin yanmıyor bu sokak lambaları, hani havlayan başıboş köpekler?
Düşenmiş bir sabun ovalı sanki yüreğin, bêhal bêhal düşüyorum.
Ellerin kaygan, gözlerin kaygan, sen kaygan... tutunamıyorum.
Sen, yüreğimin nazlı çiçeği, sus sus bir şey söyleme
Sadece dinle beni, dinleki anlayabilesin bendeki seni, sus hiçbir şey söyleme.
Oy oy oy ile başlayan her figan, benim figanım olmuş.
Vay vay vay ile yakılan her ağıt, bana yakılır olmuş.
Omuzumda heybem senden miras kalan sızılarımla dolmuş.
Durmuş dünyam ve güneş ve kainat herşey sus pus olmuş.
Sanki yanlız yaşayanıyım bu dünyanın.
Senki geceler boyu bana sevdanı anlatırdın, can deyipte canıma can katardın.
Gülerdin, dudaklarından kulaklarıma bil intikal sevgiye dair mısralar yollardın.
Gecem olurdun, günüm olurdun, sevincim, hüznüm, gayem olurdun yetmezdi ben olurdun.
Meyve ağaçlarıma yerleşen fidelere gonca olurdun avuçlarınla, gönlüme dolardın.
Kafeste öten kanaryalarıma sesedan, bahçemde öten horozlarıma garkoşan olurdun
Ama şimdi, ama şimdi hiçbir şeyim niyetinde bir yabancı ve düşmandan öte bir gaybiyan…
Biliyorum bir köşeye gizlenmiş uzaktan izliyorsun beni. Beklide hala seviyorsun, ya gidişine pişman isen! ! ! …
Ya yüreğine düşen kar kar taneleriyle buz kesiliyorsan! ... Ateşler içinde buz tutan ben gibi…
Dönmek isteyipte dönmeye utanıyorsan, anlamsız gidişine kızarıyorsa hala yüzün ve ağlıyorsan tutamadan kendini…
Hissediyorum ağlıyorsun sanki, ne olur ağlama, haydi sil gözyaşlarını yeter.
Yüreğime düşürdüğün bunca sızıya yeni bir sızı ekleme.
Kalbin ağrıyordu, hala ağrıyormu, hani doktor iyi bak demişti,
Ben bakamadım bari sen bak, gel kırma beni…
Kahretsin yine duydun sesimi, beklide üzüldün bana, ama ben üzülmüyorum biliyormusun?
Gecelerimi kuşatan bu akşam meydunasında yine sevgilerimi yolluyorum sana, doyamadığın sevgilerimi…
Cümle sahnesinde bana ayrılan sürenin sonuna geldim ve bilki her gün geliyorum sana.
Aynı haz aynı tutkuyla seviyorum seni…
Sende beni sev demiyorum zaten demeye de hakkımda yok biliyorum.
Ama seni unutmadığım gibi sende unutma beni…
Unutma beni…
(08 / 02 / 2008)
(20: 00)
(Diyarbakır)
Kayıt Tarihi : 28.7.2008 12:40:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İhsan Cankurt](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/07/28/essiz-sevgiliye-duy-sesimi.jpg)
TEBRİKLER
Ayrıca beğeni ve övgünüze teşekkür ediyorum
BİRAZ DAHA YANGIN BİRAZ DAHA ÖZ...
SANA YAZMAK YAKIŞIYOR.
BAŞARILAR
SEVGİLERİMLE
TÜM YORUMLAR (4)