Ay parçası yüzün, düştü düşüme
Hiçbir zor halini, görmedim düşte
Gül-efşân içindeki, gülüşün nerde
Senden Ayrı Kaldım, Can Esram Benim
Gül-i gül-zâr iken, hazana döndün
Feryat-ı Figan ile, toprağa düşdün
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Hepimiz O'ndan Geldik ve Dönüşümüz mutlak O nadır..sevgili halit ölüm her ne kadar büyük acı versede hayatın vazgeçilmez tek gerçeği...başınız sağolsun gerçekten çok üzücü hele çok genç yaşta olunca çok daha acı veriyor insana..o güzel yüreğindeki acını ve duygularını dizelerinle çok güzel dile getirmişsin acını yürekten paylaşıyorum..sevgili Esraya Allah'tan Rahmet sana ve ailenizede baş sağlığı ve sabır diliyorum..sevgilerimle
filiz turan
Allah (c.c.) rahmet eylesin... Sizlerin da basi sagolsun... Siir mi? Tamamen sevgi seli...Tebrikler
Esra'nın mekanı cennet,sizin başınız sağolsun Halit kardeşim. Güzel şiirin için teşekkürler ediyorum.
'''Varıldı sonunda, sen de mevlaya
Mekanın Cennet olsun, Can Esram Benim''''
Hepimizin gideceği yere O,
erken, zamansız gitmiş,
toprağı bol, mekanı cennet olsun....
Değerli dostum güzel yürekli kardeşim, Halidim....
Senin için zor birgün farkındayım. Eminim seni sevenlerin ve yüreğinde yer ettiklerin, en başında da benim içim sızım sızım sızladı....
Canım kardeşim.....Esra bacımıza Rabbim rahmet eylesin...Ve yerini Cennet eylesin...Bu dünya bir misafirhane...ve gelen gider giden gelmez...yakındır hepimiz gideceğiz buradan, şairin dediği gibi kim bilir belki yarın belki yarından da yakın....maksat oraya başımız önümüzde gitmemek...ve gittiğimizde bizi oralarda bekleyen o sevdiklerimizin önünde adam gibi adamlığımızla çıkabilmek için çok çalışmalıyız....
Rabbim tekrar tekrar ailesine ve sana sabır versin dostum...duadır en güzel hatırlama...ve sen de en iyi şekilde onu zaten yapıyorsundur...
Sabır ve dirayet inşallah...
Sevgi ve muhabbetlerimle..
Akan göz yaşlarının yüreğindeki acılarla karışıp mürekkep olduğu ve kağıda dökülüp şiirleştiği duygu patlamasını bizlerle paylaştın Dost Halit..O bizimde yeğenimiz ve yavrumuzdu..Ve Ona emaneti veren mutlak yaratıcıya gitti..Ardında seda bıraktı..Acın acımız, duan duamızdır..Rahmet diliyorum ve seni yüreğinden öpüyorum kardeşim..
Ay parçası yüzün, düştü düşüme
Hiçbir zor halini, görmedim düşte
Gül-efşân içindeki, gülüşün nerde
Senden Ayrı Kaldım, Can Esram Benim
Gül-i gül-zâr iken, hazana döndün
Feryat-ı Figan ile, toprağa düşdün
Dünyamı yıkıtın da, âhu-zar ettin
Ferş-i Figan Oldum, Can Esram Benim
Yatmıştın bir süre, yoğun bakımda
Gece gündüz yalvardım, Yüce Mevla’ma
“Şifa ver yavruma, nolur bize bağışla”
Kur’an-ı hatm ettim, Can Esram Benim
Daha ondokuzun’da, gonca bir güldün
Amcana söz vermiştin, hani düğünün?
Perişan bir haldeyim, şimdi bir düşün
Düşün! Ne Haldeyim, Can Esram Benim
Gelinlik giyecektin, kefen mi giydin
Musalla taşına kondu, o temiz bedenin
Fatihalar okundu, bin değil,yüz bin
Ruhun Şâd olsun, Can Esram Benim?
Şimdi son yolculuğa, çıktı bedenin
Resimlerde kaldı, o güzel suretin
Bir tatlı gülüşün, bir de gamzelerin
Şimdi hayalin kaldı, Can Esram Benim
Konuldun tabuta, çıktın omuza
Kılındı cenazen, Terzi baba’da
Varıldı sonunda, sen de mevlaya
Mekanın Cennet olsun, Can Esram Benim
Mezarın başında, döktüm yaşımı
Bu amcam kuruttu, akan yaşını
Dövdü de dizlerini, yoldu saçını
Saçın sana feda olsun, Can Esram Benim
Bizden ayrıları, on iki ay oldu
Gözlerim mezarına, takıldı dondu
Benzim kül oldu, sararıp soldu
Hazana rakip oldum, Can Esram Benim?
En sevgiliden hesap, sorulmaz asla
Şeytanın işidir bu, herdem sokar akla
Tövbeler ederim, bu akılsız usla
O verdi, o aldı, Can Esram Benim
sevgi ve muhabbetlerimle
Başsağlığı diliyor, ölene rahmet rahmet, kalanlara sabır diliyorum.
dediğiniz gibi veren o alan o,
Ondan iyi kimsi sonucu takdir edemez,
takdiri tecelli . İnşallah cennettedir...
Eyvallah dostum hüznü yaşattın....
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta