Gittin,
vedanı bekliyordu ellerim.
Hoşçakal bile demedin!
Oysa,
şiir tadında gülerdi
Hislerin gizlendiği
Dostlukların tükendiği
Gözyaşının zamansızlaştığı
Uykuların ağırlaştığı
Anaların hırçınlaştığı
Canların hoyratlaştığı
Yüzün ne kadar solmuş böyle..?
Ve bakışların manasız
Sen misin karşımdaki
dudakları vefasız?
saçlarındaki kar mı?
yoksa...
Ana;
Sensiz akşamlar duman tütmez bacalardan
Yürekler çılgın türküler söyler, diller sukut eder
Gözler feryat eder, dudaklar gözyaşı döker
Yitik bir mananın figüranıdır eller...
Aşkı da bir yana bırakıp
Senden geçtim artık,
Bir zevkti aşk!
Severdim
gözyaşını ve aç kalmayı.
Ey sevdaları konuşan çiçekler!
bir at cesareti ile geldin kapıma
bir deniz coşkusu bakışlarında
bir gül masumiyeti tebessümünde
bir elif miktarı ile söyledin ismimi
bir hanımeli ferahlığıydı kokun
bir incir mübarekliği vardı ellerinde
Elde önce zeytin
Oruçlu beden
Bilal'den kalma seda ile
Veda anında
Dilde tuz...
Ayak bileklerim yağmura teslim
Küçük bir pencere
Aydınlığa açılan...
Gölgeler toprağa uzanmış
Karıncalar
Yağmurun kokusuna karışmış
Islak gözlerini bana da çevir,
Yitik bir sevda şarkısıdır dudaklarımdaki.
Dokundam saçlarına yakışır mı ellerim?
Özlem taht kurup oturdu mu hiç yüreğine?
pamuk ipliğiyle tutunuyor aşkım
Hani gecelere veda etmiştim?
ya şiirler mükemmel yaa.