Uçtuğunu zannediyorsun
Oysa yerde ayakların.
Fani meskendeki
En yoğun figüransın sanki.
Bırak artık,
Mürai yorgunluğun
Bana
Gözyaşının seyrini;
Aşk şiirleini
Ulaşılması kolay
Gizli hazineleri
Celal ve İkram sahibi ile
Elde önce zeytin
Oruçlu bir beden
Bilalden kalma seda ile
veda anında...
dilde tuz...
Sonra elde kalem
Acı kahvem;
Bilmez misin
Rengin elbisesidir ruhumun
Kokun büyüler esirin olurum
Vazgeçilmezlik yakışır şanına.
girdapta bir gül mü?
Asiler gibi yanacak mı bu yalan?
Sus!
Bir kelime
Söyleyemesin dilin...
Gözlerin artık hep ötelerde,
Baktığı herşeye veda etmede.
Ölümün kokusu sinmiş sesine,
Kefenin aklığı sanki yüzünde,
Tam 80 yıl var tebessümünde
Gidişin diriliş olsun anneanne
ve gidiyorum
ikiyi kırk geçe
Yalnızlığın olmadığı aynalar arıyorum
Vakit gece...
Rüzgar örüyor saçlarımı
Aydınlığı yaktığım kandilden
Bana esbab göster sebep yetmez
Fırtınadan esra gidişine akıl ermez
Bilmezmisin eshar sensiz çekilmez
Eşkim ve aşkım töre dinlemez
Şimdi kırmalı esaret zincirini
Ama devam etmeli kürek çekmeye
Kıyıda bir mecnun
Bekliyor Leyla'nın ellerini
Çek kürekleri Leyla!
Gün batmada
Ve soğuk kapıda
Çölde her gün fırtınaya gebe
Her fırtına yüreğime eş
Çöl Paramparça!
ellerim de...
ya şiirler mükemmel yaa.