kâğıttan bir uçak yaptım
pencere kenarına seni koydum
gözünün değdiği yerler ışık
kaybetmişim gibi kâlû belâda
ben seni buldum seni buldum
Jüpiter,
benim uzak annem
sol elin evrimin ateşi
sağ elin gözyaşımın suyu
eteğimdeki bütün kiraz çiçekleri senin
ve bütün kuşların mavi bahçesi de
bir pazar akşamı miskinliğine denk
kedi kutuda, kutu uykuda
dans ve zapt, olasılık ve kaos, karanlık ve renk
ölüme bakıp geldim iki arada bir derede
bak Schrödinger elimde makas!
sert veya yumuşak
bulanık veya berrak
dingin veya öfkeli
yok bunların hiçbiri
ne altında tepinilen güneş
ne üstünde güreşilen bir ring
tanrı “yazık olsun” diye buyurdu
ve yazık oldu
keder parça parça ve ızdırap dalgalı
gören gözleyen öpen saran yok;
her şey daha derin ve daha gerçek ve daha kanlı
“o halde” diye bağırdı şeytan,
sevgili
uykumu şiir yapsam
ayıramazdınız baş ucunuzdan
uykum
yengecin kabuğu
dövüşemem
kapalı bir kutuda kıvrılıp uyuyan bir kediyim
ne ölüyüm size göre ne de diriyim
bütün olasılıklar olabilirim
bütün olasılıklardan kara deliği seçip
bütün olasılıkları yutabilirim
her şey olabilirim sizin için
kabuğu soyulmuş bir hayvan
ve gece yarısı düş nöbetleri
bir yırtıcının unutulmuş uğultusu
avuçlarımda tekâmül izleri
yokluğu bilmem de yok oluşu bilirim
varmayı tatmadım, yürümek benim işim
ölmüş gitmiş şeyler birikmiş
boğazımda tırnak karnımda pençe,
yaşama tövbe eden bir zangoç gibi
kulların ağlak affı ellerimde
bir bardak kırılmış, parmağım kesilmiş
atlar koşuyor böğrümde
ve bardağımda ziftin peki
evreni yarattım dün gece
ve yırtıp attım çöpe
benim değil mi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!