mü’mini kalmamış bir dinin
peygamberi olmak istemez kimse
doğrudur ve bekli de haklıdır
ama eskiz bir ayıklanma içindi
düşünmekle oluş arasında
sıkboğaz edilen a’raf
doğurgan bir bekleyişte ham
bir atılganlığa bel bağlamayı
yankılı bir susuştan arta kalan
modası geçmiş bir hayat diye
belki bir enver paşa inadıyla
yoklayıp doksan bin kere yok yere
doksan bin kere allâh-û ekber gibi
ey yakışıklı beyler
ve kibirli genç kızlar
gözlerinizi artık kapayın üzerime
ben belleğinde zakkum ninnisi
gövdesi acılarla iliklenmiş
infazı eskiz cenderesinde
şiir bekliyorum
artık herkes iyice bellesin
her hayatın bir kelimeyle
her kelimenin bir kekreyle
başladığını ve kökünden
zamansız budandıkça
dal veren dölün hikayesini
sustukça büyür eskiz gövdesinde
titreyişle çoğalan sancıların
akrep dönencesinde büyüyen benliği
eskimiş şehir kokuları arsında
duymayı bilmek istemeyişiyle
poetikaya tırmanan yokuşun kamburuna
yüklenilmiş bilmek ağrısı
aynı yoldan yürürken insancıklar
hayır bu değil içimde dolaşan
sûre-i mülk’ü arar gibi
necid çöllerinden gelen bedevi
toprak bir bâkiyedir ayaklarımız altında
zorlu ölümler taşıyan kırılganlığıyla
ve çocuklar büyüdükçe
yüzleşmeyi unutur kendi eskizleriyle
bedeli ödenmemiş bir şiir yazmaz
göbeği çatlamış fiyasko
rahmine tutunamadığı cenin gibi
şehrin şehrin şehrin
kurar saltanatını kavs-ı kuzahta
ihtilal artığı bir semender
yankının intiharıyla zehirlenmiştir hasan
hüseyin doğranmış
şeyh said asılmıştır
artık hoyrattır dağlarda rüzgar
yanar eskiz bedeninde
güne çalan muştusu kan lekesinden
15.05.2003
edirne
Kayıt Tarihi : 17.5.2003 20:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!