antik bir konsolun gözyaşında saklı
fosilleşen kertenkelenin çarpık omurgası
lavanta kokusu uçmamış dantelâ örtü
saksı dolusu demir bilyeler
köhne dükkanın ar-sızısı
ay ışığı… paslı anahtar
tozlu raflarda geçmişin saklı izleri
toprak piponun kırık ucundaki isli gölge
ve siyah ferforjeli demir karyola
bir köşeye itilmiş tahta askılık
bakır tencereler, gümüş sini
neden yorgunsunuz
neden üzgün ayak sesleriniz
yalnızlık mı
yoksa belinize kuşak bağlayan hüzün mü?
çok acıtır sine-i sad pârenizi
ah! ... sağır duvarlar
karanlığın gardiyanı kapı gıcırtısı
siz söyleyin sırrı kabarmış aynalar
karabasan ateşi mi bu çığlık
bu ekmek teknesi
ya bu yaşlı ihtiyar
mutlu etmez mi sizi
uzun gri saçlarında yalpalayan perişanlığı
yuvarlak gözlükleri, tosbağa göbeğini es geçin
nasırlı ellerindeki baba şefkati
sıcak tutmaz mı yuvanızı
her gün kalabalıklaşan tenhalığınızı
örtmez mi yırtık perdeler
gidenler gitti de…
yenileri gelmez mi?
hiç rağbet, hiç umut yok mu?
nur yağmaz mı?
bu sokağa
bu çarşıya
söylesene eskici…
11-07-2013
Ayşe UçarKayıt Tarihi : 9.12.2014 23:40:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ayşe Uçar](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/12/09/eskiyen-eskici.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)