Eskidendi Ama Tadı Bambaşkaydı

Mehmet Mert Çetin
17

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Eskidendi Ama Tadı Bambaşkaydı

analar bacılar ip ağaçlarınde kilim dokurlardı

ebeler eciler kirmen eğirirdi

dazalar bibiler iğ çevirirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

sabah olur ocaklar yakılır, saçlar kurulurdu

yumaklar tutulur yufkalar açılırdı

en sonda bükmeler yapılırdı

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

yufkalar kurutulur kevrek yapılırdı

soğanla yumurtayla kavrulurdu

tok tutsun diye tembişte yenilirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

birer tek öküz beslenirdi

sırayla sabana koşulurdu

çalışmayanada övendere dürtülürdü

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

keşikle orak biçilirdi

ellikle ekin kavranırdı

anadutla deste çekilirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

öğle olunca orakçı biçimi sofraya oturulurdu

katmer yenir ayran içilirdi

köpük helva yenilip soğuk sular içilirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

dövenle harman sürülürdü

üçbeş tavuk civciv kenarda yayılırdı

yabaylada harman savrulurdu

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

dağ erikleri toplanır erik ekşisi yapılırdı

yufka ekmek gibide ipe serilirdi

kış gelincede ne güzel hoşaf olurdu

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

kara üzümler kesilir keletere dolardı

çuvala doldurulup çiğnenip suyu çıkarılırdı

tavalarda kaynayıp pekmez, gün balı, bestel olurdu

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

baraja deli zeytine gidilirdi

tuzlanır çuvala konulur üstüne taş bastırılırdı

yokluk bu ya, ne lezzetli olurdu

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

bozdağa kumpire gidilirdi

mendoradan kavun karpuz acur getirilirdi

havuça da pürçüklü denilirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

öğrenciler sabah erken kalkar, tarhana kaşıklardı

bazı günde otçayı içilir, pekmez, deri peyniri yenirdi

çanta sırtlanır, okula gidecek bir odun alınırdı

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

palamut ağaçlarının dibinden koruk toplanır bakkala satılırdı

parasıylada halkalı şeker, püsküt alınırdı

kimi mazı toplar, sabun karşılığı Devretli Bekir e satardı

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

gündüzden bir yük odun edilirdi

gece yola koyulup araplıya satılırdı

askere, talebeye harçlık yollanırdı

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

palamutlar silkilir kurumaya bırakılırdı

kuruyuncada pelitleri toplanırdı

kış gelince koyun kuzu beslenirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

her yola bir küp su, bir tas koyulur, üstünede bir çardak kurulurdu

gelen giden yolcu su içer, adınada musluk denilirdi

küp boş kalmasın diye hergün testiyle su çekilirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

her sabah kocaçeşmenin başında sığırlar toplanırdı

kimisi taşırgar yürüyemezdi

sıcak basınca çoğu büvelek tutardı

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

kimi birinci içer, kimi tütün sarardı

zenginide arkası pamıklı içerdi

kolcu geldimi tütünler saklanırdı

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

bezirganlı, fahri bey çifliklerinde çalışılırdı

aylarca langarlarda yatılı kalınırdı

bir kamyon kasasınada yüz kişi binilirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

kurbanlar kesilir kavurmalar kavrulurdu

ağzına kadar çömleklere doldurulurdu

yıl boyunca gelenle gidenle yenilirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

koyun peynirleri derilere basılırdı

etler kurutulur daha sonra yenirdi

bundan dolayıda bize tikeci denirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

kış gelince ocağa bir kütük atılırdı

maşayla dürtünce çıngılar çıkardı

oda ısınmazsa ortaya bir mangal köz koyulurdu

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

bacalarda yanan ilikmen isliydi

oya ören kızların şavkı lambaydı

komşuya giderkende fanis yanardı

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

kirliler toplanır, kazanlar yüklenir yunnakcalığa gidilirdi

asbaplar yunur, çok kirlisi tokaçlanırdı

küllü suylada çocuklar çimdirilirdi

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

ayaklara dolaklar dolanır çarık giyilirdi

kafalara da yağlıklar sarılır, dolma tüfekler omuza asılırdı

gök gövercinler avlanır, yahniler yapılırdı

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

benim anam pamuğa gider, ülger terezi doğunca gelirdi

ovalardan alan ıspanağı kazar gelir, kavururdu

dört çocuk tavadaki ıspanağı yer uyurdu

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

baharda birkaç emlik kuzu alınırdı

sonbahara kadar güdülüp, satılırdı

Mehmet Çetine de okul harçlığı yapılırdı

eskidendi ama tadı bambaşkaydı

Mehmet ÇETİN

 

AÇIKLAMALAR:

emlik:süt emen

gütmek:otlatmak

langar: hangar

arkası pamıklı: filtreli sigara

taşırgamak: ayağı taşlı yolda yürümekten yara olmuş

palamutlar silkilir: silkelemek, çırpmak

keleter: hayırttan örülen bir tür büyük sepet

eci: anneanne

daza: teyze

bibi: hala

ip ağacı: dokuma tezgahı

tembiş: sahur

ülger ve terezi: yıldız grubu

püsküt: bisküvi

koruk: olgunlaşmadan meşe ağacından düşen küçük kuru palamut

yağlık: bir tür sarık

dolak: ayağa çorap yerine dolanan eski kumaş parçaları

asbap: giysiler

yunnakcalık: çamaşır yıkanılan yer

Mehmet Mert Çetin
Kayıt Tarihi : 6.2.2012 18:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Mert Çetin