‘’Her ayrılık bir har, her har bir ardır ömrüme…’’ Ali Asafoğulları
…
Ömrüne ve gönlüne yalnızca bir aşk sığdırmayan her kişi, eski sevgilidir…
Eskimek; Evet eskimek, eksilmektir aslında… Bedenen ve ruhen… Eskiyerek tükenir her şey. Ve ömür denen devinim böyle sürer, gider. En sonunda da kendini imha eder…
Ve sevgiler…
Ve de sevgililer var…
Hayatınıza yeni biri girdiği için mi eskir yoksa teksir midir aşka, eski sevgili? Eskidiği için mi unutulur bilmem ama belki de sancı böyle uyutulur…
Sahi eskir mi her sevgili?
Elbette eskir kimine göre! Kimine göreyse asla eskimez. Eskimemeli… Aslen bu göreceli bir kavramdır. Kızgın sevgilinin kinine göre… Ancak muhakkak derin izler kalır kalplerde; Anımsanınca karmaşık hislerle yüreğin ritmini hızlandıran, aklı karıştıran, şu kendimizi eskidiğine inandırdığımız duygular yumağı…
Sahi, kimdir o? Zaman zaman yeni sevgilinin bir tavrı ya da imasıyla hatırlanıp, nahoş durumlar uyandıran kişi midir eski sevgili? Yoksa sendeleten, sar/hoş duygular uyandıran kişi midir? Öyleyse eğer; Eskimemiş ise neden ‘Eski’yle nitelenir?
Oysa… Sevgilinin eskisi olur ama yenisi olmaz… Var olandır sevdiğimiz…
Sahi eskir mi sevgi?
Her sevgili bir deneyim, bir sonrakine hazırlık mıdır? Büyütür mü içimizdeki çocuğu? Büyütür elbet… Belli ki her sevgili eğedir ömrümüze ve törpüler, çiğ yanlarımızı… Belki de her sevgili bir değerdir ömrümüze ve örterler, sığ yanlarımızı…
Kaç adet eski sevgilisi olur insanın? Sayısı mühim mi? Değil… Peki, kaç tanesinden ‘Eski Sevgili’ diye bahseder kişi? İşte tam da burasıdır mevzunun bam teli… Aslında kısır bir döngüdür bu sır… Yüklemi hatırlamaktır, gizli öznesi unutamamak…
Ah! Eski sevgili;
Kimileri için, nefret edilmesi gereken yegâne kişidir…
Bana göreyse, bir zaman dilimince de olsa, kendimin ve birinin hayatını güzelleştirdiğimi ve bana kattıklarıyla, varlığına minnettar olduğumu, duyumsatan kişidir…
Hem eski yarası olmayanın, eksik yarası vardır.
Kimisi eskitmez sevgiliyi! Hatta tabip yapar kendine… Em yapar, ömrüne dem yapar… Eskirse eğer kimin içinde ukde olur, kimine ömrünce dikte…
Şiirlere, romanlara, türkülere ve destanlara konudur…
‘’Eski yara, eski yara
Sızlıyor eski yara
Yenisinden fayda yok
Varıp, gidem eski yara’’
Efendim? Sizin eski yaranız yok mu? Emin misiniz? Peki, siz öyle avutun kendinizi…
Benimkisi mi?
Kanaması durmaz, dikiş tutmaz tek yaramdır…
Aslında asla eskitemediğim nadide bir kavramdır
Ve eski sevgiliyi unutmak haramdır…
NOT: Bu mensur şiiri okurken ve eşlik eden melodiyi dinlerken, aklınıza ilk kim geldiyse maziden; Ondan size selam olsun…
Antakya, 23 Ekim 2020
Ali Özkan AsafoğullarıKayıt Tarihi : 24.10.2020 01:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kendimizi göstermek için türlü türlü taklalar çevirdiğimiz sevgili..
...
Cümlenize çok uygun bir üstad çalışması var...
....
AŞK, başlamadan güzel!
Yürekte çırpınış, bakışlarda baygınlık olduğu zamanlar güzel aşk.
Senin gözlerinde sevgi, benim gözlerimde tutkunluk.
Fakat iki taraflı bir duygu gizleyişi!
Hem birbirimize hissettirmek için çırpınış,
Hem birbirimizden ve başkalarından gizlemek için çabalayış…
AŞK, başlamadan güzel!
Sık sık birbirine takılan gözler...
Bazen derin bir göğüs geçiriş, bazen imalı bir söz!
Dudakların, harflerin, kelimelerin değil;
Gözlerin açıklayabildiği bir duygu!
Öyle bir gizli-kapaklı açıklama ki; İnkarı her zaman mümkün…
Öyle bir sessiz itiraf ki; Aradaki mesafeler ‘’ACABA’’larla dolu!
Yalnızca bakışların anlatabildiği
Mutluluklar, kıskançlıklar, darılışlar…
AŞK, başlamadan güzel! Şemsi BELLİ
Eski yare, eski yare
Kan damlar eski yare
Yenisinden fayda yok
Kurbanım, eski yare.........
Sevgi, bize atalarımızın en eski ama , asla eskimeyen mirası. Duygunun eskisi olmayacağı gibi sevgilinin de eskisi yoktur bence. Duygu akar çağlayanlar gibi, bizi bekleyen yeşil gözlü bir ahu.
Biz duyguyu yaşarız aslında, sevgili ise durum. Duygudaki durum. Gün gelir çok severiz gün gelir ağlarız belki omuzunda. Gün olur en derin sırlarımızı konuşurken buluruz kendimizi, gün olur ketum kalp, dilsiz ağı ama pürdikkat sevgili...
Sevginin eskisi olmaz mirim, sevgilinin ise yenisi olmaz ....
Sevgili, ahh sevgili...
Kendimizi göstermek için türlü türlü taklalar çevirdiğimiz sevgili..
Duygularımızın kalıba dökülmüş hali, sığındığımız liman misali...
Suçlama sen değilsin hayattan koparan beni
Katili benim duygularımın, sen üzülme sevgili....
.......... Biliyorum çok eksik kaldı yorumum ama tekrar geleceğim eski sevgiliye. Gerçi hiç onlardan gidilemedikleri için eskimiyorlarda.. Her daim, hafızalarımızda taze, ve dumanı üzerinde kahve tadında
Ağzınız tatlansın üstadım, ellerinize sağlık
TÜM YORUMLAR (2)