Eskicinin vitrininde bir sallanan koltuk ilişiyor gözüme.
Hasırları yırtılmış, boyaları sıyrılmış yorgun bir koltuk.
Geriye doğru yatmış gövdesi, adeta dinleniyormuş gibi
Donup kaldım önünde, yardım ister gibi bakıyordu gözlerime
Çocukluğumdan beri hep bir sallanan koltuğum olsun isterdim
Nedendir bilemem, hiçbir zaman edinemedim.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
senin koltuk, eşek adasına atılan eşeklerden şanslı
eşek adasına atılan eşeklerin böyle bir şansı hiçyok
oysa her ikisi de, insanın kıçının altında geçirdi,
o kadar yılı.
tabi, eşekten ses çıkıyor ama koltuğun sesi yok.
Mehmet Halil.
Güzeldi, içeriğe doydum; eski sallanan koltuk? Sallanan eski koltuk?
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta