Dün, eski mektuplar geçti elime.
İçinde âşina birkaç kelime,
Kurumuş bir çiçek, bir tel sarı saç,
Satırlar, umutlar hep lîme lîme...
Yaşadım onlarca yıl öncesini,
Ömrümün en güzel yaz gecesini.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Eski hatıralar insanı alıp bir yerlere götürür daima gönülden kutlarım kaleminize sağlık Mesut Özbek
Eski mektuplarla anılara yolculuk,ne yazik ki şimdi ki nesilin ileride okuyacak mektuplar yok,bizler şanslı kuşağız Sn:Beşkese...yüreğinize ellerinize sağlık efendim.Saygımla
Öyle anlar vardır ki, bir söz, bir satır, bir mektup, aradan yarım asır gibi uzun yıllar geçse de, sanki dün gibi
o günlere, o duygulara götürüverir insanı... İlk aşkın mahcup ve derin duyguları yürekte öyle fırtınalar koparır ki, hele de istemeden yapılmış telâfisi imkânsız hatalar varsa, derin bir sızı kanatır yüreği...
Bir nevî günah çıkarma gibi bir şiirdi. Öylesine dokunaklı ve içli bir dille yazılmış ki, çok etkili...
Gönülden kutlar, mutlu ve huzurlu yıllar dilerim...
Sevgi ve saygılarımla...
Tam puan.
eski anıların mektupları
kutlarım
namık cem
Ah o eski mektuplar.. duyguların dolup dolup taşdığı yollarını telaşla beklediğimiz mektuplar.. her seferinde aynı an'ları yaşatan hatıralar...Çok güzeldi .İçtenlikle kutluyorum. Sevgi saygımla.
kaleminize yüreğinize sağlık üstadım çok güzel bir şiir okudum... yürek sesiniz hiç susmasın tebrikler...
Hatıralar iz bırakır demişler ya benim bir huyum vardır hatıra olacak hiç bir şeyi saklamam
üstat hatıralara düşkün bir kalp taşıyor olmalı
teşekkürler selamlar
mektuplar yaşanmış zamanların en güzel tanığıdır.. bire bir yaşanan duygular geçmiş zamanları tazeler ruhumuzda.. yaşattığı anlar bir bir geçer gözümüzün önünden.. kimi acı kimi tatlı hatıralarıyla.. ama o hüznü yaşamakta bir başka güzeldir.. teknolojiye de en çok bu yüzden kızıyorum bizleri tembelliğe alıştırdığı için.. eski resimler ve mektuplar yıllaaar geçsede tarihin en doğru ve tek tanıkları sanırım.. sizde ki mektupların hatırası ise dizelere dökülmesi hoş olmuş değerli kaleminizden .. kutluyorum Ünal hocam..
Zamanında belki kıymetini anlayamadığımız ama saklama ihtiyacını duyduğumuz o mektuplar aslında ne kadar anlamlı imiş....yaşarken anlayabilsek keşke ne yaşadığımızı....kutluyorum saygılarla...
yürek coşkuusu sevdanın tutkusu ve özlemlerin yanık kokusu yansımız bu değerli kalemein yazdığı mısralara okudun haz aldım paylaştığınız için teşekkürler
1o puan değerli hocam saygılar
Bu şiir ile ilgili 47 tane yorum bulunmakta