Eski Köyün Muhtarı Şiiri - Ahmet Karaaslan

Ahmet Karaaslan
98

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Eski Köyün Muhtarı

Eski köye muhtar seçtik
Mal ve canımızdan geçtik.
Muhtar haşin, asabi sert
O köylünün başına dert.
Bir parmak sallar köylüye
Köylü tüm döner deliye.
Dili kirli, duruşu sert,
Yandaş diyor: MERT OĞLU MERT
Çokça köpek besliyordu
Hoş hoşt diye sesliyordu.
Çok mutluydu köpekleri
Kale gibiydi yerleri
Günde on yal yiyorlardı
Daha açız diyorlardı.
Altındandı tasmaları
Yanlarında yosmaları
Görenleri hayran kordu
Onlar gibi olmak zordu.
İpleri muhtara bağlı
Kıllar pırıl pırıl yağlı
Sivri keskin dişleri var,
Kirli paslı işleri var…
Açıktaydı kuyruk, gövde
Görünmeyen baş nerede?
Yiyip içer yatalardı,
Köye çalım satarlardı.
Muhtar bazen salıverir
Onlar köye dalıverir.
Çoluk çocuk kim gelirse
Onlara tepki verirse
Sivri dişleri gösterip
Köylülere korku verip
Susturmaya çalışırlar
Birbiriyle yarışırlar.
Karşı gelmek yürek ister
Dayanmaya direk ister…
Köpekler cins cins çeşit
Biz onlara diyoruz İT…
BİŞHON ÇUHA, SHİH TZU
Arada BULLDOG var bazı
ŞİVAVA ve PEKİNGESE
SOSİS KÖPEĞİ, HAVANESE
BULL, BEAGLE iyi avcı
Güç yetirmez buna SAVCI…
Kurt Köpeği ile Kangal
Muhtara çok iyi bir mal.
Cinsler saymakla bitmiyor,
Muhtara köpek yetmiyor.
Muhtarın gözüne girmek
En iyi hizmeti vermek
El öpmek, ayak yalamak,
Köyün malından da çalmak
Çok önemli vazifeydi
Aslında çok isteseydi
Köyü tümden yutabilir
Ona güç mü yetebilir…
Sayısını bilen yoktu,
Köyün nüfusundan çoktu.
Yarısı hiç gereksizdi,
Yürümeye isteksizdi
Ara sıra havlamaktı
Gölgelerde uyumaktı.
Muhtar bir görev verirse
“Git de şunu ısır” dese
O köyde deprem olurdu
Köylü çok darda kalırdı.
“Ağası yiğit olanın, iti de yavuz olurmuş.”
Atalar doğru bilirmiş.
Muhtarın sürüsü vardı
Köy merasında otlardı.
Sürü tek bir fikirdeydi
Sanki tümü bir bireydi:
Otları meradan yerdi,
“Bize bunu muhtar verdi”
Nerden bilsin mera köyün
O bir hayvan, o bir koyun…
Karaman, mernos, akkoyun
Zihinlerde bin bir oyun.
Karşıdaydı azgın kurtlar,
Sürüye dar oldu yurtlar.
Atıştılar, tutuştular
En sonunda anlaştılar.
Kurt, koyunla geziyordu
Alem bunu seziyordu.
Kurt, muhtara destek verdi
Köylüyü hedef gösterdi.
Köylü toplanıp tartıştı,
Ortak noktada anlaştı.
Feleği şaştı muhtarın
“Gösteririm size yarın”
Deyip köyü tehdit etti
Şirazeden çıkıp gitti.
Dolaplar çevirip durdu
Kendisini iyi yordu.
Karşısında koca bir köy,
Baş edilmez vay babam hey…
Muhtar alim, o çok bilmiş,
Şanslı köye muhtar olmuş.
Bilir ki vakti çok dardı
Verecek müjdesi vardı
Topladı meydana köyü
Dedi: — Hey şeyin soyu…
Ben gelmeden hep açtınız
Bir ekmeğe muhtaçtınız.
Yaşadığınız yerdi inler
Ayrı ayrı idi genler.
Birleştirip bir gen ettim
Ulan sizi adam ettim.
Ben şu dağı deleceğim
Yol yaparak geleceğim.
Ya köye deniz getirip,
Ya köyü denize götürüp
Sizi suya kavuşturup,
Belaları savuşturup
Köyü mesut edeceğim
Ondan sonra gideceğim.
Biri dedi: — Be hey muhtar
Nüfus çoktur, yerimiz dar.
Bize nutuk atıyorsun,
Köyü tümden yutuyorsun.
Def et köpeği çevrenden
Sen de çık git EVRENDEN…
Köylüyü kölesi sandı
Muhtarın bittiği ANDI

Ahmet KARAASLAN (DEDEMKORKUT)
09/02/2023 TALAS

Ahmet Karaaslan
Kayıt Tarihi : 10.2.2024 05:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Karaaslan