“Bir kimliğin sessiz izine; evvelden kalan bir ismin hâlâ taşıdığı duygulara…”
Bir çağ vardı,
altı harf,
iki hece;
birinin yüzüydü bir zamanlar,
şimdi hiçbir fotoğrafda olmayan.
Adını yitirmiş bir zamanın içinden geçerken,
eskimeyen bir dost hatırladı o sesi.
Artık hiçbir dile ait değil,
ama unutulmamış bir sessizlikte duruyor hâlâ.
Bir boşluğa bakarken,
gözün kenarında beliren bir ışık gibi.
Kime ait olduğunu bilmeden tanıdığın bir iz gibi.
Bir zamanlar, o adla uyanırdı yüzün,
o sesten sonra yürürdü adımların.
Şimdi aynı ses dönüyor duvarlarda
ama yüzünü geri çağırmıyor o yankı.
Bir izdin geçenlerin ayak ucunda,
kırılgan bir sessizliğe ilişmiş zaman gibi.
Varlığına tutunan bir kırıntı:
Bir başka soyla kapatılmış bir anlam.
Peki bitti mi?
Ad silinince, kimlik de gider mi?
Yoksa bazı şeyler
yalnızca söylenmediği için mi unutulmuş görünür?
Bir gün sessizce fısıldarsın o sesi,
hiçbir yere varmayan bir sokakta mesela,
bir çiçeğin adını unuttuğun gibi
ama kokusunu bildiğin için eğilirsin ona.
İşte öyle.
Bazen bir ad kalmaz geriye,
ama hâlâ seni anlatır.
Bursa 19.06.2025
Hasan KocaKayıt Tarihi : 23.6.2025 15:57:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!