Akşam üzeri bir gün — elbette o gün — biliyorsun;
Uzağından o gölün, geceye doğru selam verirdik
Hatırla, duymazlardı sesimizi, günün güzelliği bizdik.
Akşam üzeri o gün, bir çınar yükseldi tepeye,
İlk adım attığımız o yerden, ayrıldığımız güne kadar
Mevsimler gelip geçerdi — gözbebeklerimizden.
Akşam üzerinde o lanetli günün…
Fakat nafile; kime anlatılabildi ki?
Hiçbir zaman tükenmedi anılar, tükenmemeliydi
Şimdi yitirip gitmeli oysa ya da yitip gitmeli…
Hem, seni sevmek eğer bir ayrıcalıksa,
Kesinkes ölümsüz olmaktır.
Yahut hiç doğmamak gibidir, bu dünyada.
Bir ‘esinti’ ki bu, yüreğime derinden gelen,
Zalim zaman örtmüş bana penceresini
Ve onun gözlerini — bu akşam üzeri…
Halbuki;
“Bir gülün dikeninden savunurdu beni o;
Cennetten yere inmiş bir ‘melek’ idi.
Gün batımı onun hatırına altın renkli
Gece onun hatırına kara
Mevsimler onun adına güzel
Usul usul onun için akardı derya…”
Kayıt Tarihi : 21.3.2022 20:59:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kamal Ataman](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/03/21/esinti-85.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!