Ruhum kıvranıyor bedenimin içinde.
Sinmeye çalışıyor bir köşeye.
Tabi bulabilirse...
Her yer ateş altında .
Her nefes ,
Yağan birer kurşun.
Ölüm en güzel tınısını çalıyordu benim için.
Güneş davetkarca parlıyordu.
Çığlıklar, yerini kuş cıvıltılarına bırakmıştı.
Geçmiş ve gelecek arasında,
Bizden çalınmış bir dans var sevgilim.
Yarınla dün arasında,
Acı veren beni reddedişin değildi.
Verdiğin umuttu beni yıpratan.
Senden vazgeçtiğim gün,
Dudaklarımdan kırmızı dökülüyordu.
Açmaya korkuyordum ağzımı.
Ya içimdekiler dışarıya dökülürse.
Kırkayaklardan tiksinirim.
Onları görmeye katlanamazdım.
Damarlarımda dolaştıklarını hissediyorum.
Sana kızgınım.
Beni seçmediğin için değil.
Onunla daha mutlu olduğun için değil.
Saçlarımı esir ettim rüzgara.
Özgürlüğü hissetmelerine izin verdim,
Senden sonra ilk defa.
Ellerinin arasında bulamadığı huzru aradım,
Dudaklarının arasında.
İçini dışına çıkartsam aradığımı bulabilir miydim?
Sordu adam:
‘Kimsin sen?’
‘Aynadaki görüntümü soruyorsanız Esin’dir adı.
Tatlıyı tatlı yapan, acının varlığıdır.
Aydınlık, karanlıkla;
Güzel, çirkinle;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!