Nasrettin Hoca fıkrasından şiirlerimden
Timurlenk zamanında,
Hoca da yanlarında,
O gün Akşehirliler,
Bir eşeği süslerler,
Yularından çekerler,
Saraya götürürler.
Derler ki: — Ey hakanım,
Hediyemiz, sultanım...
Hakan bunu küçümser,
Herkes eşeği över...
Timur burnundan solur,
Hava buz gibi olur.
Hoca der ki: — Sultanım,
Yalansa çıksın canım.
Bunun en güzel yeri,
Mübareğin gözleri.
Öyle gelir ki bana,
Bu mübarek hayvana,
Okuma öğretilir.
Gözlerinden bellidir...
Timurlenk der ki: — Tamam.
Üçü-beşi anlamam!
Hoca’ya para verir,
Süre koyup gönderir.
Verilen süre biter,
Hoca saraya yeter.
Toplanır kalabalık
Bakarken alık alık…
Kitap koyar önüne,
Bakın işin sonuna!
Çevirir yaprakları,
Bitmez anırmaları...
Timur Hocaya döner:
— Bu mu dediğin hüner?
Çıkar bir ehlîhibre
Hoca’ya der ki: — Bre!
Bu sade anırıyor.
Orda arpa arıyor!
Böyle okumak olmaz,
Eşek okuma bilmez!
Timur, Hoca’ya bakar,
Hoca’da şimşek çakar:
— Devletlim müsaade et.
Bu eşektir nihayet.
Onun söylediğini,
Bize ne dediğini,
Eşek olanlar anlar.
Benim işim bu kadar...
Ahmet KARAASLAN
Ahmet KaraaslanKayıt Tarihi : 16.12.2024 03:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!