Elâ gözlerini sevdiğim dilber
Sen benim derdimden devâ bilmezsin
Sen nasıl tabipsin yoktur ilâcın
Yürekte yaramı sarabilmezsin
Sana derim sana ey kalbi hayın
Bu göçü ordan göçürdüm
O dağ olmaz bu dağ olsun
Şeydâ, garip bülbül gibi
O bağ olmaz bu bağ olsun
Yâri götürdüm yaylama
Gene bahar oldu, açıldı güller
Bülbül-ü şeydalar bağlarda gezer.
Bir saçı Leylâya meyil verenler
Elbet Mecnun olur, dağlarda gezer.
Ne sönmez ateştir aşkın ateşi
Güzel sallanarak nerden gelirsin
İşin nedir maslahatın sevdiğim
Kaldır nikabını görem yüzünü
Balaban bakışlı gözün sevdiğim
Ay doğa da altın başın parlaya
Tutam yâr elinden tutam
Çıkam dağlara dağlara
Olam bir yaralı bülbül
İnem bağlara bağlara
Birin bilir birin bilmez
Dinleyelim dağ basında figanı
Görelim ne demiş o Leylâ Leylâ
İkimiz de oturalım diz dize
Bir de hu çekelim hu Leylâ Leylâ
Felek çakmağını üstüme çaktı
Şu karşıki karlı dağlar
Pare pare duman şimdi
Sevişmesi bir hoş ama
Ayrılması yaman şimdi
Gülün çevresi har m'ola
İki kaşları karanın
Ah elinden vah elinden
Siyah perçem mâhparenin
Dâd elinden vah elinden
Ağ elleri nakışlının
Bu meral bakışın ey per-i suret
Çok açtı bağrımda yara gözlerin
Bilmem huri midir yoksa ki afet
Yakar baktığını nara gözlerin gözlerin
Dilden işvelenip mestane süzer
Hazân ile geçti gülşeni bustan
Eyler dertli bülbül zâr garip garip
Haraba yüz tuttu bezmi gülistan
Ağla şimdengeru var garip garip.
Hançeri feleğin ucu ciğerde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!