ERZURUM ŞİİRLERİ

yalnızlık heykelinin kalıbıyım
erimiş demir boşaltıyorlar
tunç ebedileşmiyor
ben ezelileşmiyorum
denizi alevlendirecek kadar
tanrıyı sil baştan yaratacak kadar
sıkmak istiyorum dünyayı
..

cehennemliğimdir akşam/altıları
içkili değilsem
içkiliyken daha çok severim tanrIyı
tanrInın beni sevmediği kadar


yüreğim bir gemici kahvesi
..

hep kızıl bir heyecan sarar
ne vakit çocuk görsem
çarpık bir okulun bahçesinde
ağzımda çöl
yüreğimde sevda
kusursuz yükselen grafik olur

..

benim güzelliğim
öğrencisiz öğretmen
okulsuz çocuk
gecelere gizli
acılardan ders alan
hükümete veren
açık yeşil memleket
..

Yürümek saatlerce, sana varmak için.
Aşkı anlatmak, yoruluncaya kadar.
Sevgiyi tatmak, seneler sonra bile olsa.
Ezilen yüreği, canlandırmak yeniden.
Mutlu olmak, saniyeler sürse bile.
İçimde hissetmek seni, ta derinlerde.
Nedeni olsa, yalnızlığımın ölümünün, seni sevmek.
..

Yüreğim yanıp tutuşuyor aşkından.
Adını sayıklıyor dudaklarım, gece gündüz.
Seviyorum demek ne kadar zormuş.
Elveda demekten daha da beter.
Mutluluk için dönecek bu dil,
İsminden sonrasını unutuyor bir bir.
Nice sevdalı şiiri bir bir atıyorum.
..

Benliğimdeki aşkım içerime sinse,
Büsbütün acılarım böylece dinse,
Azrail ruhumu almaya yanıma inse,
Anlasana; seni sevemem bu halimle,
-
Keşke hiç görmemiş olsaydım seni,
Şimdi oldun içimin tesellisiz derdi,
..

Sen yarım kalmış bir tek mısraydın şiirimde,
Ümit arzu, neşem, her şeyimdin benliğimde,
Bulurdum huzurumu, hep seninleyken sende
Bahtiyardım seninle yaşadığım her saniyemde
**
Bil ki; mazi oldu saydıklarım, duyuyor musun,
Artık nazarımda sen öldün, yaşamıyorsun,
..

Beni arama;
Kırk ümitlerle arama,
Bulamazsın hayatın sonsuzluğunda,
Çaldı yıllar gençliğimi her şeyimi,
Mahv olmuş benliğim, beni tanıyamasın.
***
Akıbetim karanlık;
..

Mevsim ilkbaharda hazansa
Dışarıda yağmur yağıyorsa
Meleklerin ürperip titremesindendir
Gözlerimde bulutların buğusu dolaşıyorsa
Ve bütün umutlarımda yaprak dökümüm varsa
Islak sokakların yüreğime yürümesindendir
Şiiler yazıyorum çığlığımla
..

Bir sigara da sen yak çiçeğim,
Bak ne duyacak, ne tadacaksın,
Ağzın kuruyacak, boğazın yanacak,
Gözüne kaçan dumanla sende ağlayacaksın,
Sonra bir offf! çekerek bırak dumanı,
Geçen zamanla, giden sevgiliyi
Sende arayacaksın,
..

İsyan kokuyor sabahlar yine
Güneşle açan güller korkusuz
Suya perçin vurmak kimin haddine
Dalga dalga deniz, umman korkusuz

Ağır ağır yürür hayat kervanı
Geride ilerde yıllar korkusuz
..

Yılbaşıymış bugün herkez telaşta
Çamları kesmişler adam boyunca
Koymuşlar salonun tam ortasına
Günahmış sevapmış kimin neyine

Masalar donatılmış kuş sütü eksik
İçkiler tamam mezeler ezik
..

Geldi geçti buralardan
Geldi geçti buralardan
Adı Mustafa Özarslan
Adı Mustafa Özarslan

Hem soyluydu hemde candan
Hem soyluydu hemde candan
..

İnsanlar soğuk,
Üşüyorum!
Küsüyorum anlayışsızlığa.
Bu kez ben soğuk,
Tabii ki birlikte donuyoruz.

Yürekleri yakacak
..

„soğuktu
alnımda üşümüş kuşlar
radyoda erzurum havası
cızırtılı gece avucumda
nehir yatağında isyan, ben yatağımda sabır
usul usul kırıldı buz, çığlığımdan
seni ben doğurdum
..

Tıhrıçın sesi gelir
Hele bi bah kim gelir
Gelen emmim oğliyse
Suyu üstüne devir

Ana bi bah halıma
Düşmüşem ocağına
..

Dertlerle barış yaşa
Diyiyorlar yaşayamam
Öyle ağır dünya kahrı
Omuzum da taşıyamam

Değişti dünya düzeni
Umutlarım hep tükendi
..

Haydi topla valizi
Gözüm görmesin seni
Bir yanıp bir sönersin
Sokak lanbası gibi

Bana bir söz vermiştin
Yalanım yok demiştin
..

Hayallerim düşlerim
O manalı gülüşlerim
gençliğim güzelliğim
Sele karıştı gidiyor

Zaman su misali aktı
Yaş geldi kırka çıktı
..