Terk etmiş dünya malını saltanatını
Tellak eder ünlü Osmanlı sultanını
Sırtını keselettirir yıkattırır kendini
Unutamaz Erzurum Habip babasını
Erzurum’u korur kol kanat gerer
Felaketlere karşı kendini siper eder
O veliler sayesin de bereket yağar
Rahmetle anar Erzurum Habip babası
Her kerameti Erzurum da bir efsanedir
Erzurum’u ayakta tutan onların duasıdır
Sadece eskiyen onların mezar kitabesidir
Ben rahmetle anıyorum Habip Babamızı
Halil ÇOLAK 24.12.2008
ANKARA/YENİMAHALLE
Kayıt Tarihi : 24.12.2008 14:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gürcü Kapı Camii'nin imamı bir gün sabah namazım kıldırmak için camiye geldiğinde, giysileri eski püskü, biraz da pasaklı bir adamın cami avlusunda ölmüş olduğunu görür. Hoca Efendi be adam ölecek başka yer bulamadın mı diye içinden geçirir. Hani derler ya fakirin ölüşü de soğuktur. İmam Efendiye de cemaate de eziyet olacaktır. Caminin cemaati Allah Rızasını düşünerek aralarında para toplar, defin için gerekli cenaze harcını hazırlarlar. Hoca efendi cenazeyi yıkarken, el ayak tırnaklarının da uzun olduğunu görünce “ne musibet, ne pis adamsın” diyerek içinden söylenir durur. Tam kefenleyeceği sırada ölü dirilip, teneşirde oturunca Hoca irkilir, cenaze üstüne üstüne konuştuğu hocaya dönerek: Ey Allah'ın kulu! Ben acaba içimi temizleyebildim mi ki sen dışımda temizlik arıyorsun! Ben burada ölmem, gider Bağdat'ta ölürüm. Diye çıkış yaptıktan sonra kalkıp kefeni üzerine sararak koşmaya başlamış. Bu olay karşısında, cemaat, çarşı pazar, esnaf halk birbirine girmiş. Adam yıldırım gibi koşmakta önüne çıkanı devirmektedir. Caminin imamı bu garip olaydan bir şey anlayamadığı için Habib Baba'nın dergâhına gidip, hadiseyi Habib Baba'ya anlatmış. Habib Baba hocaya hiç bir şey söylemez. Kalkar şehrin mezarlıklarına doğru yürür ve dirilen ölüyü orada bulur. Kendisine has bir üslupla: - Seni beni Yaradan'ın hakkı için Erzurum'u bana bağışla, diyerek rica da bulunur. Dirilmiş ölü, bir kabrin mezar taşına yapışarak: - Habib! Habib! Erzurum'u yıkacağım cevap verir Habib Baba tekrar teskin etmeye çalışırken o yine hiddetle çıkışmış ve mezar taşını sallayarak: - Vallahi yıkacaktım Erzurum'u Habib! Senin hatırın için bağışladım! der. O, mezar taşını sallarken Erzurum da zelzele olmağa başlar ve orta şiddette bir zelzele olur. ALINTI BAŞKA BİR MENKİBE Habib Baba Hz. 4. Murad devrinde, gemiyle Hacca gitmek için Erzurum’dan İstanbul’a gelmiş. Fakat ne yazık ki, Hacca giden gemiye yetişememiş. Bunda da vardır bir hayır demiş içinden Aylarca yol aldığından toza toprağa batmış, yaralar içinde kalmış, uyuz olmuş. Memleketine dönmeden önce güzelce bir yıkanıp temizlenmek amacıyla bir hamama gitmiş Yıkanmak istediğini söylediği hamamcıdan red cevabını alınca sebebini sormuş. Büyük Sultan Murad Han’ın vezirleri vardır hamamda. Kimseyi almamam için emir verdiler der. Yıkanmadan bu uyuz illetinden kurtulamayacağını bilen Habib Baba, adeta yalvarmış hamamcıya. — İzin ver evladım, bir köşede yıkanıvereyim. Kimseler fark etmez beni demiş. Hamamcı, yaşlı adamın ısrarlarına dayanamamış, vezirlere görünmeden yıkanmasını tembihleyerek almış içeriye Biraz sonra, hamama, tebdil-i kıyafet, Sultan 4.Murad Han'da gelmiş, yıkanmak istediğini söylemiş Hamamcı aynı şekilde, tanıyamadığı bu gence de durumu anlatmış ve içeri alamayacağını söylemiş. Sultan'ın ısrarları hamamcıyı bir kez daha yumuşatmış, onada sıkı sıkı tembihleyerek almış içeriye ve Habib Babanın yanına göndermiş. Başlamışlar beraberce yıkanmaya. Birbirlerine su döküyor, sırayla sırtlarını keseliyorlarmış. Bir ara 4.Murad ihtiyarın düşüncelerini öğrenmek amacıyla sormuş: “Sen de istemez miydin baba şöyle vezir olmayı. Baksana koskoca hamamı kapatmışlar gönüllerince yıkanıyorlar. Biz ise şu daracık alanda debelenip dururuz.” “A be evladım” demiş Habib Baba Hz. “Böyle vezir olacaksında ne olacak? ” ”Şu dünyada öyle bir Sultana vezir olacaksın ki, vezirlerinin bile karşında tit tir titrediği, Sultana senin uyuzlu sırtını keseletsin” der. 4.Murad hemen bu kişinin boş biri olmadığını anlar, Habib Babanın eline gider ve ona gerekli ikramda bulunur. ALINTI
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!