Sevda ağacına astım kendimi
Bu can bu bedenden çıkar mı bilmem?
Taşa tuttum evlerinin camını
Açıp pencereyi bakar mı bilmem?
Bir yürek atınca sevdadan yana
Zalim vinçlerin paletleri yükselir
Göğe kadar
Kaldırdığı yükte görür
İnsan insanlığını.
Ellerin ağırlığıyla oynar
Bomlar.
İki elim böğrüme saplanmış
İki ok,
Birinden kan damlar
Diğerinden sen akarsın.
Sular kırmızıya boyanır
Yaprak yaprağa tutunur,
Sevgilerden bir demetim
Destelendim geldim sana.
Kar altında Kardelenim
Çıkıverdim geldim sana.
Çaldım sevda türküleri
Yağmurlu gecemin, sabah güneşi
Çıkıver de cümle alem kıskansın.
O kadar güzel ki bulunmaz eşi
Bakıver de cümle alem kıskansın.
Gönlüm aranıyor, yüreğim aşık
Alları ikiye böldüm
Yüreğim alla gitti.
Al kaldı yanağında
Güller kıskandı
Allarını.
Barışa saldım güvercinlerimi
Her eve
Her ovaya
Her dağa
Her kişiye
Tutuşturdular zeytin dallarını.
Yokluğunda bin parçaya bölündüm
Her parçam peşinde dolaşır şimdi.
Bazen derya oldum, bazen duruldum
Gönlüm ummanlara ulaşır şimdi.
El baksa yüzüne heder olurum
Gökyüzünde dizi dizi
Kuşlar benim arkadaşım
Yürekte bellidir izi
Yaşlar benim arkadaşım.
Tenhalarda buluştuğum
Sahara’dan baktım Artvin iline
Şavşat’ta Efkarın hazzını gördüm.
Şarkılar dolamış o şen diline
Aşık Yanguni’nin özünü gördüm.
Gezdim köylerini, eyledim selam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!