Bir ak güvercindi sevgi
Hep özgürlüğe uçuşları
Efkar Tepesinden kalkışı
Süzülüşü gökyüzüne.
Kanatlarının çırpınışı sanaydı
Sarı saçlı yari yanıma alıp
Dolaşmaya çıksam yollar kıskanır.
Anlatmak istesem güzelliğini
Kelimeler susar, diller kıskanır.
Gülünce gözleri ömre bedeldi
Yazdılar öğretmen bir kez
Uzak illerle özdeşleştik
Aşmışız Ferhat’ın deldiği dağları
Yanmışız Kerem gibi sensizliklerde.
Haberler salmışız
Ben bir garip uşak aşk yollarında
Mecnun olmuş, seni çöle danışır.
Ellerin koynunda geçer mi gece?
Geçmeyen zamana, kola danışır.
Sevda kervanına uydum giderim
Kaçkarlardan aşağı indi akşam Güneş'i
Çoruh yastadır şimdi başlar gecenin düşü
Vurur kendini taşa, dağlar olur yoldaşı
- Dalsaydım kıyısında, baksaydım akışına
- Dünyaları değişmem o güzel bakışına.
Sahara’nın yükseğinde duran yar
Saçlarını rüzgarlara ver de gel.
Orda hava, orda neşe güven var
Yaylasından çiçekleri derde gel.
Buralara benzemez ki havası
Karanlık geceyi hüznüme katıp
Derdimi, tasamı ona anlattım.
Yaren edip, kucağımda uyutup
Aşkımı, sevdamı ona anlattım.
Dokunsam tenine, ay mahzunlaşır
Sığdıramadım seni
Satır aralarına.
Almadı seni edebiyat kitapları
Kırıldı orta yerinden
Taş plaklar
Kumburgaz meyhanesinin
Bu yalancı dünyayı hep elemle geçirdim
Dağları ovaları aştım da gidiyorum.
İçten yanan kalbime gözeden su içirdim
- Göz göz olmuş yaramı deştim de gidiyorum.
- Özlem denen ırmağa düştüm de gidiyorum.
Sevda ateşine düşen yüreğim
Yandıkça içimde sevdalar büyür.
Sana karşı çoğalınca merağım
Andıkça içimde sevdalar büyür.
Gamze olur yanağında gülüşün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!