Ertan Akbayrak Şiirleri - Şair Ertan Akb ...

Ertan Akbayrak

Hala yürümediğim yollar var aklımda
Sana ait kalmış umutlar ardımda
Ne bugündür yaşadığım ne de dün,yarınlar yürür sevgisiz Akşamlarımın aynasında...

Ve şimdi yürüyorum yarım bıraktığın o yolda
bir o yana bir bu yana...!

Devamını Oku
Ertan Akbayrak

11 nisan 2006 salı...

Yağmurlu bir Karadeniz sabahı...
Uykudan uyanılmış...yağmurun çatıya sinsice dokunuşu titretmişti içini bir süre...
Ardından eski sevgili cama tıklatmıştı narin ve incecik parmaklarını...
İrkilmişti sevda çeken yaralı yüreği...

Devamını Oku
Ertan Akbayrak

Yine vuruldum bu gece...
Yine vurdun beni,kahrolası
Kan aksın gözlerimden
Bana ah çektiren kadın...

Yine yordun bu gece...

Devamını Oku
Ertan Akbayrak

Bebek yüzlü şeytan….
Düşlerimin evi,yürek yanışım…
Aldın da götürdün benden seni…
Kaybolan benliğim gibi…

Parçalandım,savruldum,yoldan yola,tepeden tepelere…

Devamını Oku
Ertan Akbayrak

Yar yüreğin üstüne basarda gider,acımaz ki ayaklarının altı...
Bilmez ki bilinmeyene gittiğini...
Ardında bıraktıklarının hesabını yapmaz ki...
Görmez ki gözleri acıttığı canı...

Yıkarda gider yar dediğin,ardına bakmadan...

Devamını Oku
Ertan Akbayrak

O kadar çok özledim ki 'yâr' kokusunu..o kadar özledim ki...kapattım beni, dört mavi duvar arasına,çıkamadım...bir zamanlar 'yâre' koşan bu ayaklar yürüyemedi...donuk bir yürek,faaliyetleri kısmen durmuş fakat hala düşünmek için çabalayan ve bir türlü işin içinden çıkamayan anlamsız bir 'beyin'...aklı ile 'firara' kalkan,yüreği ile 'otur' yerine diyen,manâsız bir 'adam'...Kapattım kapılarımı gün yüzüne,tanımaya çalıştım 'beni'... tanımaya çalıştım 'seni'... Artık,kendi kendime konuşmaya başladım...savunması olarak ta; 'ben sesli düşünüyorum,haykırarak düşünüyorum dedim'...'sana ne oldu böyle'? diyenlere,hafifçe bir tebessümle hep; 'hiiiiçç' dedim... acaba 'hiiiiçç' dediğim şey neydi benim? acaba hiç benmiydim? ya da, yine acaba...'hiç senmiydin'...? 'hayırdır...! yüzünden düşen bin parça'? 'yüreğim kaç parça'? 'bilen var mı'? bu kadar soru sormamın sebebini bilen var mı? soran var mı? ' yok mu'?

Birşeylere son vermek,boşvermek,kötü olana iyi demek,iyi olana,yine iyi demek 'gerek'...birilerine söz vermek,sonrada tutmamak 'gerek',birilerinden emanetler almak,daha sonra da teslim etmemek 'gerek'...birini sevmek,birine değer vermek,birine bağlılık duymak 'gerek'...toplamda ise okkalısından büyük bir acı vermek 'gerek'...! peki bana ne 'gerek'? artık böyle yaşanır olmuşsa ve ben bunların hiç birini yapamıyorsam,yaşamak benim neyime gerek?

En son gördüğüm rüyada ellerim bağlanmıştı,izin verilmiyordu bana,göremezsin,görme,boşver diyorlardı,herkesin içinden sıyrılıp,önümdeki merdivende bekleyen seni kucaklıyordum,pek uzun sürmüyordu,çünkü merdiveni işgal etmekten korkuyordum,aklımın en derini, bana: 'Sarıl ve çek git diyordu'...'Başardım'... Rüyalarımda da olsa başardım bunu...Keşke gerçek dediğim şu yalan ömrümde de bunu becerebilsem,sana sarıldıktan sonra kollarını boş bırakabilsem...Her ne olursa olsun,'ben' 'beni' üzmemek için,yine 'bana' sarılıyordum,'benim benden' başka benim yoktu ve olmayacaktıda...! 'EY AŞK'...Sen bilirsin gerekeni,sen bilirsin işini,'EY AŞK' SEN BİLİRSİN,KEYFİN BİLİR...!

Devamını Oku
Ertan Akbayrak

Ne kadar benzetmiştim seni,sevgiye,sevgiliye...
Ne kadar benzetmiştim ben seni,herşeye...
Bıktım artık acı çekmekten...
Kendimi avutmaktan...

Güneşin,her sabah doğudan doğup...

Devamını Oku
Ertan Akbayrak

Çocuklugum,kabına sığmayan,sığsada dolup taşan...Aşklarım vardı benimde...Sözlerim vardı söylenecek,söyleyecek,yıpranacak,dağılmayacak yüreğim vardı...Buzlarım vardı güneşe isyan eden,bir yandan da erimeye aday...Benim çelişkilerim de vardı,anlaşılamayan,olmayan,oldurulamayan...Gençliğim vardı,genç olmanın ne oldugunu merak etmekle geçen,kör olası gençliğim... Çiçeklere,kuşlara,umuda,sevgiye yazılacak şiirlerim yoktu...Kör olası gençlik,kör olmustu bile,ıslak ıslak öpemiyordu artık hayatın renklerini... Sarfedilen o kadar çok şey vardı ki çocuklugum da... Aşklar,sözler,gülüşler,umutlar...Kör olası gençliğim de sırayla,aşk,(ihanet) ...sözler (yalan) ...gülüşler (göz yaşı) ...Umutlar ise gülüşlerin tam aksine...(hüsran) Umutsuzluk...
Şimdi soruyorum önce çocukluguma...? Hangi fosforlu yeşil yol gösterdi? hangi simit tat verdi süt kokan ağzına? hangi semt çocuk parkını açtı sana doyasıya? Çocuk,sen çocuk değilsin demediler mi her seferinde? hataların da dur demediler mi sana? Oyuncaklarını sen değil de arkadasların kırıp dökmedi mi? Ne suçun vardı ki senin Çocuk?
Sıra geldi çattı gençliğine,çocuksun halâ...iç yerlerinde delisin,haytasın şuursuzca fakat; çocuk kalamadım,bari gençlikte biraz duraklayayım,atayım çadırırımı biraz oyalanayım bu taze baharda mı dedin? Hey,genç! ,Sen buralarda yenimisin dediler...'Yeniyim' dedin,ama 'Yenemedin'...! Başına yıkılan o kadar çok Dünyan oldu ki,zamanla Cografya Öğretmenine de inancın kalmadı...Öğretmenin de hangi dünya da oldugunu bilmeden öğretmişti sana dünyanın ne oldugunu,ama 'kaç bucak' oldugunu gösteren öğretmenin değilde,zamanla Hayat oldu sana...
Gelelim 'Aşk' meselesine...Aslında gelmeyelim,artık' O ' GELSİN GELECEKSE... ÇOCUKLUGUMA GELSİN,GENÇLİĞİMİN İZLERİNE GELSİN....GELSİN DE HAYAT GÖRSÜN 'AŞK''IN GÖZLERİ...

Devamını Oku
Ertan Akbayrak

Bir “yâr” verdik koynuna...Sahip çık,üzme diye...'güvendik' sana, boşa çıktı ama... Olsun be 'Koca Şehir',Sen alışkınsın 'sevdaları' yutmaya...Kucağında eritmeyi bilirsin sen en tazelerini en güzellerini 'aşkların'... Tadını da sen verirsin,acısını da...Uzaktan sevmeleri öğretirsin 'köydekilere',sendekilere de, köydekileri unutmayı...Bazen hatırlamak bile istemiyor insan adını,neydi ki senin adın? Koca Şehir! ...

Devamını Oku
Ertan Akbayrak

Seni, bende eriten gecelerden biri daha…
Süzüldün gözlerimden dudaklarıma...
Sert esiyordu rüzgar...
Buna rağmen, getiremiyordu seni bana...

Dudaklarımdan,yüreğime döküldün sonra...

Devamını Oku