Pek tanımam aslında şairi; arada, aynada karşılaşırız göz uçlarında...
Ustanın dediği gibi; öyle içten, öyle derin bir Çukurova'lıdır. Hani hep derler ya; babasının memuriyeti sebebiyle, daha bir kaç aylıkken düşmüştür yollara. Ki sonra; yollar, hem can dostu, hem kan davalısı ve mesleği olmuştur. Adana Taşköprü'nün günbatısını hayal bile etmemiştir, çocukluğunda.
Bir de, yanlış hatırlamıyorsam; daha on altısında, onu, kucağında büyüten şehire, Eylül'ün dokuzuna hukuk okumaya gitmiştir. Dedik ya; körfez şehri, büyütmüş ve akıl vermiştir ona. Yıllarla, yavaş yavaş fısıldamıştır kulağına (Gel, yığma yüreğini, bir masa arkasına.)
O, dinler yüreğini, koyar cebine... Gerçi; bir ucu kaybedenlerin şehrinde kalır, bir ucu gündoğusunda kral mezarlarıyla sohbet etmektedir. Toroslar'a miras kısımdan söze ne hacet...
Alır başını gider; yaprağından zeytinyağlı sarma yapılan konağın mekanına. Aslen; onun fikrince, kavga sebebidir, milletinin öğrenişi peri bacalarını, şarabı ve Şen Olasın Ürgüp türküsünü.
Yeni yürek sesi; kısmet bu ya, tam da rakı fabrikasının yanındadır. Dervişin duası Hüda'nın kabulu. Öğle molasında, bir nefes anason ve az yağlı peynir. Daha ne istesin kul'un.
Ve sürer kendini yollara, (Benim memleketim var ya! ! !) demeye; elin, yüz gömlek yabancısına.
Bilirim; on beş yıldır sürer bu. Vazgeçmedi hala...
Bir gün; doğum gününde, öyle bir hediye alır ki, birden değişir hayatı. Biri, ona, güzel bir şey söyle der; o, yine dinler yüreğinin uzakta kalan parçasını ve sığdırır dizelere üç kuruşluk aklındakini
Ve işte böyle başlar, hikayemiz...
Develer tellal iken, pireler berber iken...
Eserleri
Şairin, Dünya'da bir eseri yoktur. Tek hedefi vardır ve de tek mirası; iki nesil sonrasında, hatırlansın adı.
bir değeri, bir üstünlüğü olsun
Çılgın bir aşkın tarihi
yolculukların günlüğü olsun
ama kavgalarda geçsin ömür
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!