Bir yaprak düşer Kasımda
Avuç içi damarları keskin
Terketmiş seviştiklerini
Bir yaprak, kavuşur sokaklarına
Sereserpe, barbar rüzgarlarla oynaşan
Başlarken dönüşüm toprağa
Mehmedim, Akifim
Kurtuluşum
İstiklâlim
Kalbimdeki imanı
Seninledir tarifim
Ne zaman ki dara düşse vatan
Daha girmemişti pakete
Dükkan önünde harmanlardı ustası
Sıkışmış kokuları saçardı küçük nefislere
Sıcacık ısıtırdı çocukluğumdaki gizli cebi
Özenle tutturulmuş, pardesüden bozma cekete
Yaş almamış hatıralar düştü
Baş köşesinde aklımın kurul
Boz bulanık düşlerimde kurul, durul
İstemsiz boşalmalarda
Tel maşa saat zembereklerinde kurul
Akıl ölçüm sor, sorul
Yüzgörümlüğün yüzüm
Zımba gibi bir nesil
Geliyor, geliyor..
Uygun adım,
Zıplaya zıplaya,
Terketmiş kuluçka makinesini,
Hücumla geliyor..
Üşüyorum...
Ne bahar güneşi
Ne Temmuz sıcağı
Faydası yok, üşüyorum
Elimle söndürüyorum idaremin fitilini
Yalınayakken kızgın çölde
Ben yangına meftunum, gölge gösterme ya Rab
İstemem hiç vermesin, söndürecekse, yar ab
Şems`i dilerim senden, olsa da dünyam harab
Aşkınla kavrulurken, kanıp içtiğim har, ab
Korkarım başka candan, nefs düşer zimmetine
Yan yan gittim yengeç oldum güzel diye profilim
Yıllar geçti dönük kaldım, sanki hilkat garibesi
Zaman zaman azar oldu prostatik hemofilim
Aptal ayna isim taktı; 'kaçık şakül cazibesi'
Yaşadığım onca gençlik sanki mitolojik filim
Kudursan da dönmem sana
Vazgeçtim
Pişman ettin sevdiğime, ölüm pahasına
Bilemezdim böylesine süründüreceğini onurunu, sinsice
Hazır değildim;
Ciğerimi katran, soluğumu metan
Bizim de vardır elbet, kendince hayatımız
Çoluk, çocuk arkadaş, siz gibi yaşantımız
Hem size hem de bize, yaradan verdi rızık
Çoğunlukla biz olduk, sizin sofrada azık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!