Ey tarihinden utanan gafil!
Azıcık dinle olma hiç sefil
Var mı elinde belge ve delil?
Nereden çıktı şimdi bu özür?
Yanına kalmaz yalan ve hile
Sen gel özrünü Dadaştan dile.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Böyle cesur kalemlere ihtiyacı var Türkiye Cumhuriyeti'nin! Bravo dostum!
_özür dilemiyoruz_
özre sabit bir suç içinde olan bizler değiliz.
Cabu yürekten kutlarım Orkun ağabeyim! Kendimi yeyip yeyip bitirip ama kaleme alamadığım bu has niyeti çok güzel ifade edip anlatmışsın. Özür dilemesi gereken bizler değiliz. Zulüm kıyım gibi kelimelerle bizim adımız bağdaşmaz.
Şiir öyle güzel oolmuş ki. Hem kafiye ölçüsü ile hemde kıtalara yansıyan anlam ile. Taşlar gibi hicv içinde muazzam bir çalışma.
Tebrik ediyor hürmetle ellerinden öpüyorum.
_
SEVDAZAN
__
Hiddetin yüreğini aşmış sevgili Orkun...İçindeki aşk galip gelmiş ...Neyi nereye kadar yapacağımızı hiç öğrenemeyeceğiz...Durmamız gereken yeri bilmediğimiz gibi..Emin olmakta haklısın....Kalemine, yüreğine sağlık....
Bu duyarlı yüreğin sesi olan şiirinizi gönülden, tam puanla kutluyorum + ant.Naime ÖZEREN
BİZLER TÜRK AYDINIYIZ!
ÜSTELİK AYDIN KİMLİĞİMİZİ EMPERYALİST SOYTARILARA HİZMET İÇİN DEĞİL,
TÜRK HALKININ HAKLARINI KAN EMİCİLERE KARŞI KORUMAK İÇİN KULLANIYORUZ.
BİZİM KİMSEYE VERECEK BİR ÖZÜRÜMÜZ YOK.
ANCAK, ATALARIMIZA VE KARDEŞLERİMİZE KATLİAM YAPANLARDAN SORACAK BİR HESABIMIZ VAR.
BU HESAP IRKÇI-FAŞİST BİR SÖYLEMİN UZANTISI DEĞİLDİR.
BU HESAP; ÇANAKKALE SAVAŞINDA YARALADIĞI DÜŞMANINI SIRTINA ALIP SAHRA HASTANESİNE YETİŞTİRMEYE ÇALIŞAN
BİR İNSANLIK İBRETİNİN YANSIMASIDIR.
BİZLER, BÖYLE ATALARI OLDUĞU İÇİN UTANÇ DEĞİL GURUR DUYAN
BİR MİLLETİN ÇOCUKLARIYIZ.
İNSANLIK ADINA PEK ÇOK İYİ DİLEKLERİMİZ VAR.
ANCAK, BU KONUYLA İLGİLİ İSTEDİĞİMİZ TEK ŞEY;
BÜTÜN MİLLETLERİN DÜŞMANLARINA TÜRK GİBİ MERHAMETLİ YAKLAŞMASIDIR.
az önce bu konu hakkında okuduğum şiire yaptığım yorumda da yazdığım gibi size de yazıyorum..duyarlı yüreğinize,yüreğimden selamlar..tam puanla bu şiiri destekliyorum..
Koca kurt yavralarına nasihat edermiş
-Evlatlarım bakın şu karşıda görünen ve koyunlardan oluşan adıan sürü denen kalabalık sizin yeminiz.
-Başında bir adam var ve adına çoban derler o da sizin yeminizin bekçisi ve sizin o sürüye yaklaşmanızı engeller.
- Haa bir de onun yanında adına köpek denen bir yaratık var ya en büyük düşmanınız o işte.Asla sizin yeminize yaklaşmanıza izin vermez.
Yavrukurtlar hep bir ağızdan seslenirler.
-Ama baba o bize benziyor nasıl en büyük düşmanımız olur ki
-EEEE Evlatalrım siz esas bize benzeyen ama bize hain olandan korkmalısınız.
YÜREĞİNE SELAM OLSUN KARDEŞ.RABBİM BİZİ BİZE BENZEYEN AMA HAİN OLANLARDAN KORUSUN.
Özürlü olanlar Türk Milletinden özür dilesinler varlıklarını Türk miletine borçludurlar
Aziz Kardeşim Yüreğini yürekten kutlarım tam puan muhabbetle
Harika diziler kalemin daim olsun. Seni yürekten kutlarim,TAM Puann
Sevgilerim le kardesim
Tek kilime seslenen ,haykıran yüreğine selam olsun.saygılar.
Bu özürcüler, nobel ödülü almak isteyen yeni bir güruh kardeşim. Bu guruhu gaztelerini; yazılarını, programlarını izleyerek nemalandırıyoruz. Bunlara dikkat etmek gerekiyor. uyanık olmak gerekiyor. Bizde onlar kadar cesur olmamız gerekiyor.. Yürekten tam puanla şiiriizi, sizi kutluyorum sağlıcakla kalın.. selam ve sevgiler.. Ahmet B. Ünal
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta