ERKEN UYANAN IŞIKLAR*
Dağların lacivert bir yerindeymişim de
Yollarıma pusu atılmış
Karanlığa batmış bir yerlerim
Gece yürümüş
Ay çekip gitmiş
Kendinden en uzakta
Gökyüzüne en yakın bir yerde
Alev bir kuşmuşum da
Bir yıldızmışım
Bir yıldızmışım ben
Sudan ve topraktandım
Manga manga askerler gelmişti üstüme
Üstüme dağları üstüme yeşil örttüm
Erken uyanan ışıklarından tuttum dağları
Canevi yanan ovalarından tuttum ovaları
Rüzgâr oldum
Kuş oldum
En baharından tuttum yeşili
Gün dönmüştü
Toprak yanmıştı
Kırmızı renkli uzun sokaklı bir evi arıyordum
Rengim renk atmıştı
Uçuşan sözcükleri topluyordum söz çağlayanından
Ellerim kekik kokuluydu ve fesleğen kokuluydu
Öylesine durmuş Mayısın kara gözlerine bakmıştım
Dalgaların kıyıları dövmesi gibi bağırmıştım da peşinden
Sesim rüzgâr çıkmıştı
Duyuramamıştım
Yüzü esmerlikten yorgundu
Saçları az biraz beyazdı
Gözleri gözlerimdeydi
Esmer bakıyor esmer konuşuyordu
Kalktım uzun esmer sokaklara çıktım
Beyoğlu’nu yürüdüm Galata’yı geçtim
Orta yerindeydim de dünyanın
Kaçaktım bir çocuğun gözlerinde
Durup baktılar polisler bana
Dönüp baktılar çocuklar bana
İstanbul’un küllerini savuruyordum
Beklenilen korsan gemileri gelmezdi
Sulardan silinmişti gölgemiz
Bir ömür böyle geçmişti
Bir ömür düşlerimin nergiziydi
Dalgın gelincikler ki kendi renklerine küstü
Ben kendime küstüm
Alev bir kuş muydu uçurmuştum koynumdan
Konuşulanlar ki aşklara bulaşmış Heredot tarihidir
Kırk gün kırk gece düğün
Kırk gün kır gece yastır
Bir komünistin korsan yüreği ki kum saati olmuş
Altmış parçaya bölünmüş zaman
Ve sonra adaları sis basmış durup dururken
Fırtına tanrısı rüzgâr üflemiş
Canevine
gün
indirmiş
Helena
Kayıt Tarihi : 28.5.2020 19:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!