Erken Ölüye Mektup Şiiri - Hüseyin Yurttaş

Hüseyin Yurttaş
39

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Erken Ölüye Mektup

silinmiş izlerin geçtiğin bütün yollardan
ardından bıraktığın anılar gittikçe flu
ne güneşin görünüyor ortalıkta ne yağmur kokusu havada
şimdi her şey gecede sinsi yağan karla örtülü

bizi sorma soğudu birden içimizin kuytuları
ağzımızda kaldı ağıtlarımızın tortusu
bırakıp denizleri çekildik kış karanlıklarına
ıssızlığımıza düşen hep o bir damla su

yanılgılarımız yanık izleri gibi bedenlerimizde
bir bir kayıyor avuçlarımızdan sevgi yumağı yürekler
dünle yarın farklı elbet, ama bugün hep aynı
erişemediğimiz uçurumlarda soldu çiçekler

bir muska gibi gizli gizli taşıyoruz seni
tenimizin sıcaklığına karışmış öyle saklısın
bu dünya bildiğin gibi değil bizi de öldürecek
erken ölmekte galiba çok haklısın

Hüseyin Yurttaş
Kayıt Tarihi : 10.9.2001 01:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra

    Hiç kimse erken veya geç ölmez.Yaradan ne kadar ömür takdir etdiyse O kadar.Dersimize iyi çalışmadığımız böylece açığa çıkıyor.Cevabını veremediğimiz sorular....Ölmeden önce bu büyük ve önemli hayat imtihanını (sınavını)başarıyla verenlerden eylesin.Hayırlı sabahlar.Şen günler dilerim.
    Şiir fena değil yani...Kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin

    Şiir tüm şiirsel; şekil, içerik ve verilen mesaj, imge ve şairin yüreğinden geldiğiyle ne de akıcı, vurucu ve farklı.. Candan kutladım. Yürekten gelen ezgi ama esasında (insan olarak ölme hakkına mektup iletisiyle dik durarak) şiir mantığında balansa erdiğiyle kuvvetli mesaj da veriyor. Biraz hüzün, sitem seziyor, algılıyorsamda duruşu ayakların üzerinde demir gibi sağlam. Özellikle dünya ve yurdumuzda ki insan olarak ve insan kalarak yaşamanın, insan odağından; yiyici, yuyucuları ile duygu ile emeği sömürün imam-papaz ve vatikan üçgeninide ki ağaları, holdigleri, saltanatlığın paşa ile karalları bana hep banacılar insanı dünyaya geldiğine bin pişman edercesine, daha gelir gelmez cehennem ha karışmam sonra!! tehditli yetiştirilmesine ayetler, yasaklar ve emirlerle günümüz dünyasına bunlar adeta kazık çakmışlar ve nihayetinde kendinin de insan olduğunu bile bile bana bana hep banadan uzaklaşamayan esrar müptelasından daha aşırı sömürücü zihniyetler…her evren ferdinin yaşamdan haz ve neşe almasına ve doğru dürüs insan gibi yaşamasına olanak tanımıyor..

    Ve bende diyorum ki:

    *İŞTE ÖLÜM
    Ölmedin ki bilmiyorsun nedir ölüm
    Ama öldürmekte senden üstünü yok
    İkinci dünya savaşı, Kerbela, Hiroşima’da
    Bulamadın ölümsüzlüğü, bilemedin ölümü

    Freud, estetik ameliyat, klonlamayı buldun
    Beynini hastalık sendromundan kurtaramadın
    Gelişim hücrelerini, ihtiyarlığı durduramadın
    Bulamadın ölümsüzlüğü, bilemedin ölümü

    Koskoca adam, Tarzan ya da başkansın
    007 oldun yurdunu, Dünyayı-Ayı yalancı
    Sağol, kaç kere yutturmaca ölümden döndüm
    Bulamadın ölümsüzlüğü, bilemedin ölümü

    Beş yaşındayım şans uçurtmamla yaşıyorum
    Yaramaz büyükler evimizi harabeye çevirmişler
    Gece kulağımı sağır eden buuuuumlu bir patlama
    Anne-babam iki-üç gündür uyuyorlar, bildim:
    “İşte ölüm! ”

    15 Ocak 2006

    Nadir Sayin

    Saygıyla..

    Cevap Yaz
  • Ömer Ali Debreli
    Ömer Ali Debreli

    bir muska gibi gizli gizli taşıyoruz seni
    tenimizin sıcaklığına karışmış öyle saklısın
    bu dünya bildiğin gibi değil bizi de öldürecek
    erken ölmekte galiba çok haklısın


    günün değerli şairini tebrik ederim güne yakışır bir şiirdi.saygılar sevgiler.

    Cevap Yaz
  • Tayyibe Atay
    Tayyibe Atay

    iki gündür hasanlı,hüseyinli şiirler okuyoruz....ya hasan hüseyin'e yazıyor şiiri,ya da hüseyin hasan'a:))))

    hey nalan!..sen de bana şiir yazsana!:)))

    babamın adı da hüseyin'di ve annem ona hep hasan derdi...sadece bundan ibaret olsa iyi de,babam da anneme hasan diyerek hitap ederdi...onların arasında olan bu 'hasan' muhabbeti beni hep düşündürürdü...

    sanki anahtarı açan şifre!..

    şimdi mi
    kalmadı hiçbiri...
    ne babamın o sevecen sesi
    ne de anneme yüklediği erkek misyonu...
    açılan kasadan çıkan paralar,altınlar gibi yayıldık her bir tarafa...tedavülden kalkmamıza az kaldı gibi!.......

    geri dönüşüm kasasıdır hayat ki;çok özledim hem hasan'ı,hem hüseyin'i,hem de annemi açıkçası...

    alın işte!
    ölümü çağırıyorum gidebilmek için
    özlediklerimin yanına...

    yoksa hayat,bu hayat olarak sürüp gidecek yine
    ben gitsem de...

    uğurlar olsun yeni doğanlara:))))

    ne güzeldi şiir...yumuşak bir filmi izler gibi geçti dilimden dizeler...

    herkese saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Lara Açanba
    Lara Açanba

    …bazı durumlarda şiir…kendi etrafında dönen dünyanın ekseninden çıkmak ister…bu ne durup dururken olur…ne de boşuna…
    bir şair…
    erken uyanan günün güneşine kapar bütün ışıklarını…garip olan bir durum nedense..normal gelir o vakit sizlere…aynı telaşla koşarsınız …gününüz bildiğiniz gibi başlarken…akşamın karanlığındadır o …ilk nefesini almanın kararlığı ile iyice saklanmıştır…(sayfalar dolusu) gizli odalarınızı açmıştır….bilmediklerinizi öğrenmiştir
    …söz vermekle başlayan bir hayatın sınırları ne kadar genişletilebilirse uğraşmaktadır..dur durak bilmeden… derin yaralar alır… ama ayan… ama saklı…
    ışık... ilaç gibi dolanırken başının etrafında bir çocuk…ilk kelimesini kazır aklının bir ucuna..siz aynı yorgunlukla açarken kapılarınızı..şiir çıkmaktadır avlunun en serin ağaçlarında yüzünü döner
    …galiba( olgunluk) tutmak isterken avuçların da onu..o çıkar ufuk çizgisinden görür müsünüz bilmem ama…o vakit şiir erken ölür derler…şairler yas tutmayı hiç öğrenmedilerse…neden şiir bekler şairini…ve yaşayanlar zamansız ölmez ise neden düşer şiir kendi yazgısının peşine...bilmektedir ölüm ve doğum ne vakit zamanını şaşırır...karmaşanın ayak sesleri düşer şairlerin peşine...sevgilerimle

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (14)

Hüseyin Yurttaş