silinmiş izlerin geçtiğin bütün yollardan
ardından bıraktığın anılar gittikçe flu
ne güneşin görünüyor ortalıkta ne yağmur kokusu havada
şimdi her şey gecede sinsi yağan karla örtülü
bizi sorma soğudu birden içimizin kuytuları
ağzımızda kaldı ağıtlarımızın tortusu
bırakıp denizleri çekildik kış karanlıklarına
ıssızlığımıza düşen hep o bir damla su
yanılgılarımız yanık izleri gibi bedenlerimizde
bir bir kayıyor avuçlarımızdan sevgi yumağı yürekler
dünle yarın farklı elbet, ama bugün hep aynı
erişemediğimiz uçurumlarda soldu çiçekler
bir muska gibi gizli gizli taşıyoruz seni
tenimizin sıcaklığına karışmış öyle saklısın
bu dünya bildiğin gibi değil bizi de öldürecek
erken ölmekte galiba çok haklısın
Kayıt Tarihi : 10.9.2001 01:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hüseyin Yurttaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2001/09/10/erken-oluye-mektup.jpg)
Şiir fena değil yani...Kutlarım.
Ve bende diyorum ki:
*İŞTE ÖLÜM
Ölmedin ki bilmiyorsun nedir ölüm
Ama öldürmekte senden üstünü yok
İkinci dünya savaşı, Kerbela, Hiroşima’da
Bulamadın ölümsüzlüğü, bilemedin ölümü
Freud, estetik ameliyat, klonlamayı buldun
Beynini hastalık sendromundan kurtaramadın
Gelişim hücrelerini, ihtiyarlığı durduramadın
Bulamadın ölümsüzlüğü, bilemedin ölümü
Koskoca adam, Tarzan ya da başkansın
007 oldun yurdunu, Dünyayı-Ayı yalancı
Sağol, kaç kere yutturmaca ölümden döndüm
Bulamadın ölümsüzlüğü, bilemedin ölümü
Beş yaşındayım şans uçurtmamla yaşıyorum
Yaramaz büyükler evimizi harabeye çevirmişler
Gece kulağımı sağır eden buuuuumlu bir patlama
Anne-babam iki-üç gündür uyuyorlar, bildim:
“İşte ölüm! ”
15 Ocak 2006
Nadir Sayin
Saygıyla..
tenimizin sıcaklığına karışmış öyle saklısın
bu dünya bildiğin gibi değil bizi de öldürecek
erken ölmekte galiba çok haklısın
günün değerli şairini tebrik ederim güne yakışır bir şiirdi.saygılar sevgiler.
hey nalan!..sen de bana şiir yazsana!:)))
babamın adı da hüseyin'di ve annem ona hep hasan derdi...sadece bundan ibaret olsa iyi de,babam da anneme hasan diyerek hitap ederdi...onların arasında olan bu 'hasan' muhabbeti beni hep düşündürürdü...
sanki anahtarı açan şifre!..
şimdi mi
kalmadı hiçbiri...
ne babamın o sevecen sesi
ne de anneme yüklediği erkek misyonu...
açılan kasadan çıkan paralar,altınlar gibi yayıldık her bir tarafa...tedavülden kalkmamıza az kaldı gibi!.......
geri dönüşüm kasasıdır hayat ki;çok özledim hem hasan'ı,hem hüseyin'i,hem de annemi açıkçası...
alın işte!
ölümü çağırıyorum gidebilmek için
özlediklerimin yanına...
yoksa hayat,bu hayat olarak sürüp gidecek yine
ben gitsem de...
uğurlar olsun yeni doğanlara:))))
ne güzeldi şiir...yumuşak bir filmi izler gibi geçti dilimden dizeler...
herkese saygılarımla...
bir şair…
erken uyanan günün güneşine kapar bütün ışıklarını…garip olan bir durum nedense..normal gelir o vakit sizlere…aynı telaşla koşarsınız …gününüz bildiğiniz gibi başlarken…akşamın karanlığındadır o …ilk nefesini almanın kararlığı ile iyice saklanmıştır…(sayfalar dolusu) gizli odalarınızı açmıştır….bilmediklerinizi öğrenmiştir
…söz vermekle başlayan bir hayatın sınırları ne kadar genişletilebilirse uğraşmaktadır..dur durak bilmeden… derin yaralar alır… ama ayan… ama saklı…
ışık... ilaç gibi dolanırken başının etrafında bir çocuk…ilk kelimesini kazır aklının bir ucuna..siz aynı yorgunlukla açarken kapılarınızı..şiir çıkmaktadır avlunun en serin ağaçlarında yüzünü döner
…galiba( olgunluk) tutmak isterken avuçların da onu..o çıkar ufuk çizgisinden görür müsünüz bilmem ama…o vakit şiir erken ölür derler…şairler yas tutmayı hiç öğrenmedilerse…neden şiir bekler şairini…ve yaşayanlar zamansız ölmez ise neden düşer şiir kendi yazgısının peşine...bilmektedir ölüm ve doğum ne vakit zamanını şaşırır...karmaşanın ayak sesleri düşer şairlerin peşine...sevgilerimle
TÜM YORUMLAR (14)