Toprak uyandı, ıslak bir rüyanın ardından,
Su toprağa kavuştu, havada bir melodi.
Güneş, sererken ışıltısını yeryüzüne,
Tabiat tomurcuklandı, hayat filizlendi.
Bahçelerimde uzun kışın perdesi kalktı,
Bulutların perdesini hafifçe araladım
Yağacak, evlerin bacasını sardı bulutlar
Yağmur saçaklardan sicim gibi akarken
Karanlık çöker pencereme usul usul
Sokak lambaları ısıtır yalnızlığı mı
Fıskiye ile gelirmiş Eylül yağmurları
Yapraklar çıktığı yere düşermiş bir bir
Utancından sararmış ağacın yaprakları
Ninni söylemiş kelebek tipi hicran tir tir...
Yürürken fısıldamış adımlarım yeşile
Aksırsın içinde büyüsün yüce dağlar
Göğe ersin başı akıtsın gözyaşlarını
Toprak ağlamasa, akarmıydı nehirler
Kıvrım kıvrım sulara, serpelim tohumu
Mahsulü okyanuslara ekelim yeşersin
Açıl sihirli kapı açıl gireceğim ben
Akranı olmuşken içinde yaşanan ömrün
Gönlüme bir demet gül eski hayatlar veren
Visaline ermişim içinde koca ömrün
Ömrü yorgunluğunda görmeksizin düşünmek
Çocukların mutluluk tozudur göklerde
Mavi gülüşüyle göğe yükselir uçurtma
Sevince, çok sevilince tutunur rüzgara
Göz kırpar aşağıdan neşeli tutucusuna
Bulutların önüne serper minicik hayallerini
Ruhum yırtıldı, dikecek el lazım
Uydum nefsime battım günaha
Beni kırıntıları ile besleyen el,
neredesin acıktım .
Çıkar ten gömleğini, sür insan kokunu
Mahşere giden yol neredesin
Doğar insan, bir nefesle başlar hikâye,
Toprak sabırla bekler, dönüşüm vaktini,
Ruh ise bir sır taşır, çözülmez akdini.
Doğruluk bir yol ki, gönlün aynası,
Kalbin imzası ruha, bilginin sesi,
Gençtim, kaç yaşında bilmem ki ruhum,
Bir günün sabahı gibi taze, dingin.
Yirmi yaşım, gümüş bir hançer gibi parlar.
Gelecek bir sır gibi, izi taşır hayatın
Yine akşam, tenimde bahar uykusu,
Yıldızlar bir sır verir, fısıltı olur tenimde
Bir yer düşünürüm, uzaklara bakarak,
Yağmursuz ve fersiz, gurbet bulutlarında.
Bir yer düşünürüm, kuşbakışı akarak.
Bir yer, ümitleri yitik, kör uzaklarda..
Bu yerdeki dünya, sanki, sonbaharların,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!