Erkan Arslan Şiirleri - Şair Erkan Arslan

Erkan Arslan

İnsan!
Boş gezen tayfası olur ya sıkılmadan.
Elem verici bir renk,onun rengi siyah.
Eğri doğrulur ya,mekan ‘‘an’’bozulmadan.
Huzur dili musiki,bu dilimde dimağ.

Devamını Oku
Erkan Arslan

Daldığım uykudan çıkmamak üz re,
Yollan yolculuğa mezar taşları,
Musalla taşından kalkmamak üz re,
Girdim peşinden dipsiz bir kuyuya.

Dolan kefene istemem ben ipek,

Devamını Oku
Erkan Arslan

Bedenimden yoksun ruhum,bu gün yolcudur;
Dilim suskun,gözlerim kör,kulağım sağır.
Ey bedensiz ruh! Mekandan zamandan salık.
Artık tek ümidin,Rahmani bir sorgudur.

Dünyevi bedenime ait kal sancılar,

Devamını Oku
Erkan Arslan

Hızla,peşim sıra,yollara düşüyorum,
Zaman küçülüp vakit sık sık darlaşıyor.
Göz önüne geliveren gölgeler malum,
Uçun gecenin pak kelebeği gölgeler...

Ben peşimde gölge hızlıca yürüyorum.

Devamını Oku
Erkan Arslan

Düşünen aklıma sır saklayan meçhul kelle,
Beni emanet bıraktığın sırda yıllandır.
Boş avucuma yerleştirdim,sık başımı elle,
Bugün hatrın kalmasa da,yarin takdir kalır.

Dikilse mazlum çehre,beni bir kez saklasa,

Devamını Oku
Erkan Arslan

Seslerin dili vardı,birşeyler anlatır.
Her ses bir kelimedir,neleri anlatır.
Patlatılan her balon,atılan her adım.
Her kanat çırpan kuşlar,neleri anlatır.

Hiç yürümez ki sesler,elsiz,ayaksızdır.

Devamını Oku
Erkan Arslan

Açıl sihirli kapı açıl gireceğim ben
Akranı olmuşken içinde yaşanan ömrün
Gönlüme bir demet gül eski hayatlar veren
Visaline ermişim içinde koca ömrün

Ömrü yorgunluğunda görmeksizin düşünmek

Devamını Oku
Erkan Arslan

İçinde mechul ziyalar dolu çanak.
Vicdansız gonk sesinde sukutu besle.
İmece bir fısıltı gider yalnayak.
Garezli haylaz vaktin içinde işle...

Kulağımda ki akis,göğsümde ki his,

Devamını Oku
Erkan Arslan

Bir yer düşünürüm, uzaklara bakarak,
Yağmursuz ve fersiz, gurbet bulutlarında.
Bir yer düşünürüm, kuşbakışı akarak.
Bir yer, ümitleri yitik, kör uzaklarda..

Bu yerdeki dünya, sanki, sonbaharların,

Devamını Oku
Erkan Arslan

Serin, hafiften bir rüzgar, esiyordu.
Vakitse temaşa, kayboldu sanılan,
Gelen gül mevsimi, değilim diyordu!
Ve soldu güller, bir garip, endâm bulan...

Bir şehrin inadı vardı, esmer günde,

Devamını Oku