İnceden yağıyor yağmur
Ürkütmeden kuşları
Kargaları,
Göçlerden arta kalan kiremit
Yavaştan eriyor.
Anımsıyorum belli belirsiz
Üşüttükçe kendini
Isıtıp ateşte
Bir beze sarar, karnına koyardı
Ninem!
Hatta bir keresinde
Yakı olmuştum da
Benim karnıma da ısıtıp koymuştu
İşte o kiremitti bu,
Demeyin şimdi “altı üstü bir kiremit”
İnanın çok da değerliydi o günler!
Nereden bilsin şimdikiler
Toprak damlı evleri
Eminim şimdiki yağmurlar da bilmiyordu
Bilseler
Bir ayda yağacaklarını
Bir güne sığdırırlar mıydı?
Nasıl dayanırdı
Toprak damlı evler
Onca yağmuru nasıl tutsunlardı akıtmadan?
…
İnceden yağıyor hala yağmur
Kargalar konuştular aralarında
Uçuştular
Kiremit ne yapsın
Eriyor her damlada biraz daha
Ninem görseydi kıs kıs güler:
“Bu yağmura kar mı dayanır
Eriyor bak Madran’ın karı bile
İçeri gir sarı oğlum
Üşütme,
Elde avuçta bir şu kiremit
Allah göstermesin bir de hastalanırsan!”
Bizim toprak dam göçüp gitti
Ninemle,
Nice yağmurlardan sonra
Eridi kiremit de…
…
Anladım ki
Benzer sertlikler ya da despotluklar
Eriyor git gide
Yaradan’ın hikmeti,
Rahmetiyle!
04.04.2025
Kayıt Tarihi : 4.4.2025 03:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Arada bir "hikaye" tadında, az uzunca... Okuyan, değerlendiren şiir dostlarımın bağışlaması dileğimle...
hikayesel anlatımıyla ve son dizelerle enfes ve bir soliukta okunan güzel bir şiirdi...
Rahmetin eritmediği hiç bir zahmet yoktur....
Mahir kaleminizi kutluyorum Mustafa Bey.
Ve bunca kudretli dünyayı da eriten zaman .. tebrikler
Bu günlere kalacağımızı nerden bilebilirdik.
Taşı da tozu toprağı da ne kıymetliymiş meğer. Şimdiye bakınca...
Nerdesiniz şiirimi anımsattı
İçtenlikle kutlarım öğretmenim.
TÜM YORUMLAR (45)