Sen varsın bu şehir de
Yollar da
Kaldırımlar da
Çay bahçelerin de
Sen varsın bu şehir de
Çatık kaşlar ile sert bakışları
O'na baka baka isyan eyledi
Dudağını ısırıp küfürü bastı
Sıktın yumruğunu O'nu gösterdi
SEVDE
Yıl 2006 haziranın yirmi altısı
Kozan da Şafak söküyor
Pembe bir aydınlık
Resulullah'a eş çocuklarıma kardeş
Issız bir göl kenarı
Çınar ağacının altı
Tahta masa sandalye,
Ahşap küçük kulübe
Çaylar demleniyor semaverde
Küçük tatlı bir çay bahçesi
Ben sana sevileyim
Sen bana sevil
Sevilmek güzeldir herkeste bilir
Sevmek aşık olana güzel
Şikayetim var memur bey
Şikayetçiyim
İyi niyetimi çaldılar benden
Kalbimi kırdılar
İçim yara bere içinde
Ne kadar dövdüler beni bir bilsen
Ben baş ucunda dik ve mağrur,
Ayak ucunda iki büklüm taş
Gül, lale, Nevruz, Fulya
Çiçekleri açmış Üzerimizde
Önü simsiyahtı yönü simsiyah
Kaderi siyahtı bahtı simsiyah
Saçları, kaşları, kalbi simsiyah
Siyahın güneşi yuttuğu yerde
Gün kapalı güneş yok, kara bulutlar sarmış her yeri, zifiri karanlıkta kara toprağın üzerinde simsiyah taşların arasına karanlığa saklanmışsın, hayat yormuş siyah gözlerini, kim bilir ne derdin var, o simsiyah kömür karası gözlerin kapalı ve geceyi karartıyor sanki,
Açılınca gözlerin gecenin en siyah en mahrem anını bir kibrit çakar gibi, bir mum yakar gibi aydınlatıyor, ışıl ışıl sıcacık hisler kaplıyor geceyi,
Sokak lambalar yanıyor sabaha kadar için için
Aydınlatıyor şehri bir düşün bunlar senin için
Sabah olurken lambalar sönüyor birer birer
Fark etmiyor sönen lambaları sokaktan geçenler
Sokak lambaları, ay ışığı, karanlık ve ben
Yaşıyoruz sokaklarda kimseler fark etmeden




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!