Küçük bir kızdım ben.
İçimde kelebekler gibi
Renkli düşler,
Gözlerimde
Salkım saçak duvara vurmuş
Erguvan gölgeleri,
Misk kokardı şarkılarım,
Sana düşmeden önce.
Evet ya,
Sana düştüm ben.
Bahar mıydı hatırlamıyorum
Yoksa güneşli bir kış günü mü?
Aslında, önemi de yok!
Mühim olan…
Neyse!
Düştüm işte!
Ne erguvan gölgesi var şimdi,
Ne de düşler.
Kokulu şarkılar da terk etmiş bu şehri.
Varsa yoksa
Rengi griye kaçık bir deniz.
Bazen sen kokuyor, bazen de iyot.
Neden her şey gibi
Deniz de seni hatırlatıyor bana
Bilmiyorum.
Ya da, bazen yaptığım gibi,
Biliyorum da,
Saklıyorum…
Nerde bir tebessüm izi görsem,
“O” diye seslenecek oluyorum ardından.
İzler siliniyor sevgili!
Sokakları yağmur yıkıyor,
Gözlerimi ben.
Ellerimi ise saklıyorum.
Hatta
Kitabımın arasında kuruyan
Erguvanı hatırlarsın.
Bazen kokluyorum.
Bir tek o, sen kokuyor!
Biz hiç erguvan gölgesinde
Oturmadık değil mi seninle?
Bak işte, eksiğiz yine!
Sen yoksun
Ben yokum
Erguvanlar kimsesiz,
Erguvanlar bizsiz!
Küstürme sevgili kimseleri bize!
Geliver bahardaki ilk erguvan gölgesine de,
Sevinsin yetim gülüşlerim!
Kayıt Tarihi : 1.1.2016 14:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Edebiyatist Dergisi 2015 Şubat sayısında yayımlandı.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!