Çıktım Galata Kulesi’nin tepesine
Gökyüzünden usulca süzüyorum suretini.
Yedi kanatlı melek misali
Marmara’nın üzerinde uyuyorsun.
Nasıl oluyor da İstanbul
Cennetimsi olmayı başarıyorsun?
Bir dost tanıyorum ben,
Kendime benzettiğim.
Kalemine sadık olup,
Sevgisini kalemiyle aktaran;
Duygularını sadece
Kâğıda dökebilen.
Merhaba aşk, umarım dinliyorsundur
Çok uzun süre geçti görüşmeyeli...
Sana ulaşmak istiyorum..
Yapayalnızım dibe batıyorum..
Senin yardımını bekliyor
Bana yaşattığın acıyı tekrar yaşamak istiyorum..
Kimi insanlar vardır
Aklından iyilik geçince
Zalim olup kötülük yapan.
Bazı insanlar vardır;
Gönlünden kötülük geçince
İyi kalmaya çalışan.
Dursun dünya
Yeter artık dönmesin.
Kaderim nereye gidiyor,
Söyleyin, beni gömmesin
Aaaaaaaah! Aaaaaaaah!
Sonsuzluğa bakan bir köprüde
Senı düşünmemeye çalıştım tüm gün
Beceremedim
Özlemini yenmeye çalıştım bugün
Yenemedim..
Zamanın gitmesine izin verdim bugün
Fakat ben gidemedim
Bazen aşk, kalbimizi yarıp duygularımızı dışarı vurabiliyor.
Çünkü o, duygu yükleri olmayan duygusal bir bütün.
Bazende saf duygularımızı yansıtmamasına rağmen duygularımızı yüceltiyor.
Çünkü o anlamsız parçaları olan anlamlı bir bütün.
Bazen aşk, kuğuların dansı gibi romantik, güneşin batışı kadar heyecanlı olur.
Bazende heyecanını kaybedenler için yalnız ebediyete ulaşmak olur.
güneş var, büyüyen.
toprak ve de güneşin çocukları var...
bir güneş var, ortalığa tehditler savuran;
vekaletleriyle birlikte,
yeryüzünü işgal eden,
toprağın kutsalına göz koyan!
mösyö!
bana bir kupa dolusu
sıcak kahve getir.
hemen, derhal
biliyorsun ben,
kahve cumhuriyetinin
Bir kıta bulun;
palyaçonun ülkeyi yönetip,
hükümdarın şaklabanlık yaptığı.
Bir dünya var edin;
arıların yürümeye başladığı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!