Eritirken güneş azizce tenimi
Yakarırım ölümcül olan tipiye
Dinlerim çaresiz,fırtına bestesini
Mest olurum bir çiçek solar gibiyse
O sensin,tenimi eriten aziz güneşsin
Hisset diye diretmekte yok ki kifâyet;
Ben garibe duyguların yalnızlığıyım.
An olur ki ışıkların rengi de tuhaf;
Ben karartı meskenlerin ıssızlığıyım.
Burnumda esen bu koku; zaman treni,
Gidiyorum
İçimde anasından kopmuş bebek,
Gidiyorum
İçimde ömrü kalmamış bi' kelebek
Gidiyorum
Yollar zorlu, toz toprak
Yere secde eder gök,sen semaya bakarsan
Duâ eder göğe toprak,bulutlardan akarsan
Gökyüzü olurum ben,sen semaya bakınca
Can saçarım,toprak gibi,yeryüzüne akınca
Sen gülünce canlanır,bütün çorak topraklar.
Parmaklarım, ellerine, düşkün ve hasret.
Ayrı kalmak, müşkül senden, ister cesaret.
Bin emrine bir kul olmak, kutlu esaret.
Şu hürriyet, ömrün katli, ister firar et..
Senin nurun, huzur veren, mavi asuman,
Hani ben çok küçükken
Başım hayli büyükken
Bir akasya altında
Köyün en tepesinde
Eserken başımdan tatlı bi rüzgâr
İzlerken yırtılmış, yırtılan yamaçları
Keder,
Bin katlı bir han,
Felek denen mimarın.
Feryat,
Örülmüş nakış,
Ömür denen îmarın.
Aklıma gelişinle bir
Aklımı eline alışın
-Al!
Aklımı alışına eş
Aklımı elimden çalışın
-Çal!
Acı başlı masallara
Akistir âti
Küreksiz giden sallara
Akıştı mâzi...
***
Anda olmak, sonda olmak
Kendimle baş başayım bu şafak
Onunla hasbihal ediyorum
Bu çok bize has bi hâldir
Ki böyle hassas bir haldir...
Baştan başla zehir çıksın kirli kanından.
Baştan başa dert yüküyüm yıldım yılandan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!