Mekteb-i hukuk-i adliye talebesi... Aşka sevdalı bir Türk... Tonyukuk mahlası tapşıran...
Gözünde büyüyüp, akıp gürleşen
Damla olsam ya, gül yüzünde kayan
Gülümsemen gibi, kalbe yerleşen
Tutkunla kandır kulunu susayan
Dert badesinden içip, sızılmaz
Kan, revân içinde koş gel bahçemde...
Sözlerinle güneş doğdun Gülsârım...
Ismin gibi yüzün gizli perçemde
Gül yüzünde gülüşe boğdun Gülsârım...
Üç değirmen taşı ve mahkeme büyük
"...
Beş bin atlı... At ayakları toz nal
Beşbin kere nasuh tövbesi idi şaraba
Beşbin kere vursa beni şimdi ne var
Beşbin kez yatmış bir sümer kevaşesi...
Köklerinden budarlar, uçma kardeşim mete
Seni düne adarlar kaçma Kardeşim Mete
Bu düzen böyle bozuk, insanı kahbe iken
Sevgisi, anlamı saçma Kardeşim Mete
Güzel bir kız görsen yüreğin,dilin tutulur
Önünde uzunca bakıp
Şöyle durduğum dağlar
Ardına sigara yakıp
Dumana sardığım dağlar
Bilmem, ovası düz müdür?
''..... şimdi bir deftere gömülü iken 441 gün, gelecek için dünü gömecek hatalar yapan kişiye anlatılmıyordu yaptığı hataları yapmayabileceğini göstermek...''
Gözler yeşil ecel zehri baldıran
İlk kadın son aşk, ve şair yandı
Teni, kokusu ile bana saldıran
Belki son kez kalbim onda uyandı
Nasıl ki "var"lığım erir "yok"luğun içinde
O güzel yâri görüp, duyup, akıştığında...
Bu kez yokluğum "var"ın, yıktığın içinde
Ural-Altay Toroslarımla bakıştığında...
Tek başına verdiğim yüce, kutlu savaşım
Bir'e iki kala yazılan bir şiirdir bu,
Yakalanan an, üstüne yazılı...
Ve serin sularda kaybedercesine
Kaybetmek istersin kendini bazen.
Serbest başlayıp aruzla biten bir şiir değil bu...
Birtek gülümseme, umursamaz bakışlar,
Boğaz diye akıttılar yüreği...
Köprüden geçerken, beni vurdular
Beynimdeki zehirli engereği;
Ruhu, aklı, bedeni, teni vurdular..
9
Deniz, mavi, köprü, taş, sarı, güneş ve su
Bakmaz gönlüm nerede bıraktı bu usu?
Gecenin en siyahı, gün teninin uykusu...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!