Hayat fark etmezlerle dolamaz
Gönlümün çiçeği
Esse de soğuk rüzgâr, solamaz
Sevda olsa da dikenler
Kalbim bir başkasıyla asla olamaz
Ben geldim baba öpeyim ellerini
Sen hasta yatağında yatarken
Hep derdim sana öpeyim ellerini baba,
Artık öpemiyorum ellerini baba
Çünkü ne sen hasta yatağındasın
Ben martıları çok severim
Onlar bana, özgürlüğümde
Eşlik ederler...
Onlar da vazgeçti bizden
Uğurladılar bizi
Sonra karşıladılar
Bir bahar günü beklerim baharı
Bahçemde güllerim açmış al al
Mavi beyaz
Sürgün olmuş göğe doğru dalları
Uyuyan yüreğim uyan artık
Bak bahar gelmiş kendi türküsüyle
Geleceğe umutla bakmak
Başka çaremiz var mı?
Geleceğe umutla bakmaktan başka!
Çaresizler ülkesinde yaşıyorsan eğer
Geleceğe umutla bakmalısın
Kıyıdan yüz metre içeride
Küçücük kayalardan bir ada
Üzerinde birkaç karabatak
Martı ve altınbaş…
Duruyorlar cılız sesleriyle
Kıyıya vuran dalgaların
Yavrusu peşinde ağır ağır
Boğaza doğru ilerleyen gemi
Bilinmez ki
Ne fırtınalar estiriyorsun,
İçindekilerle çözsünler seni
Kaybolup gidiyorsun
06 Mart 2013-Çarşambaı/Saat: 12.30
Vay Babam Vay!
Düşündükçe o bakışlarını,
Sanki yüreğimi deliyor…
Sanki bana, beni kurtar oğlum der gibi
Günbatımı kızıllaşırken
Güneşin perdesi düşmüş
Marmara’nın üstüne
Sıralamış adaları gölgesi
Sıralamış koyuna sığınmış balıkçı teknelerini
Muhteşem Günbatımı manzarasıyla…
Şiirlerin hepsi birbirinden güzel, bu şiirleri okuyanlar Şairin çok derin duygular içinde olduğunu ve hayata farklı bir bakış açısıyla baktığını anlayacaklardır.