Yere ağır basıp, hafif kalana,
Üflemeyle, uçanlara ne deyim? .
Arşı atlayarak, boş zıplayana,
Yer çekince, inenlere ne deyim? ...
Esip durup, durduk yere şaşana,
Yorarsam yorulurum,
Dağ, altımda dingin…
İncir çekirdeğini doldursam,
Anlatırım kendimi sana,
Kendi kendime değil…
Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz,
kederi bizim kederimizdir.
Mustafa Kemal.
Tutunca ellerimi,
Derin gözlerde kayboldum…
Buram-buramdı kadehler…
Ya! gibi, ritimlenen dudaklar…
Yarab!
Ölüm de şaka olsaydı keşke, yaşamak gibi! ...
Anan ölsün derlerdi...
Niyeyse! ...
'Baban öldü' dediler...
Bu benim denizim değil,
Benim denizim dalgalı olmalı...
Almalı kollarına,
Karşı kıyıya koymalı...
Açılmalı okyanuslara,
“…BEYAZ DÜŞ…”
Bir gördüm düşümde,
Beyaz At,
Süt beyaz...
Fısıldandı; kulağıma gizlice,
Boşuna yürüyemem,
Sporsa spor,
Ritimsiz, müzikte dinleyemem...
Kim yol gösterir bize? .
Kaldırımın yüksek olduğunu,
Kapattın, hayata açılan penceremi…
Kendi kalbini kilitlerken,
Kansız bıraktın yüreğimi…
Ne yürek, aşkı bırakacak…
Bravo sana!
Ey! benim, hep; 'varım' olacak, mevcudiyetimin timsali,
Damarlarında darlaşarak dolaşan, kan gibi sıcacıkken ben,
Dönmeye engel, don-su emsali, neden? soğuksun...
Kaymam, an kadar uzağa, donup ölümle, kalsam da nafile,
Nasıl olsa; yerimden oynatmadan, göz göre-göre,
Çekeceksin, daha aşağısı olmayan, aşşağılık, aşşağılara...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!