Eski bir alışkanlıkla,
Aşkım dedin...
Yanlışlıkla....
Olağanüstü günlerde
Aklım halâ dünlerde
Yüreğim sürgünlerde
Döner mi? Bilmiyorum
Zaman yokluğuna eş
Harflerden ordular kurar,
Kelimelerle savaşlar kazanırdım.
Dur demeye gücüm yetmedi...
Biz şimde el ele yürüyemeyecek miyiz sokaklarda,
Köşedeki kestenciden kestane alıp yiyemeyecekmiyiz çayın yanında?
Baş başa verip muhabbet edemeyecekmiyiz muhtarın yerinde,
Şöyle içimde huzur yanımda sen yürürken mağrur mağrur, koluma girmeyecek misin yani,
Bir ayakkabı bakacağım diye beni mağazaya sokup ayaklarıma kara sular indirene kadar denemeyecekmisin hepsini,
Sırt üstü uzanıp yıldızları seyredemeyecekmiyiz bir daha,
Unuttum dersin...
Kurtuldum zannedersin...
Takvim yaprağındaki bir rakam kanatır kabuk bağlayan yaranı.
Doğum günün kutlu olsun, yalnızlığımın kahramanı.
Yok yazacak satırım, kalmamış ki hatırım
Ölmektende beterim, gittiğin günden beri
Kanasada hep yaram, sızlasada ta şuram
Haramsın artık haram, istemem dönme geri
Yarabbi bu ahvalim isyan değildir haşa
Lakin yıldım yoruldum senin bu kullarından
İyilik etmesinler, hemen kalkarlar başa
Tevbe ettim bin defa, geçmemde yollarından.
Yeşil döndü sarıya
Yakında dallar kalır
Başımdaki efkârı
Sanırım toprak alır
Gecenin yarısında bir çıkış arıyorum,
Bulamazsam bu akıl çıldırır sanıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!