Ercan Yavuzer Şiirleri - Şair Ercan Yavuzer

Ercan Yavuzer

Ömrün zifaf odasından vücuda geldi hüzün, Ebrusundan bir ömür düştü, Sessiz, sedasız… Kadın anlattı, gözler mühimsedi acıyı. Rüzgâr salındı boşluğunda aklının, Ebrusunda bir nüans -Ki nüanslar dinler sadece sütliman düşüşleri- Hüznüne bir vahyi yağdı, Dil şaha geldi, kadın ağladı… Kutsadı kadın, konuşmak için sustuklarını Duydu ama sağır eylendi, baktı ama kör eylendi, Kapladı yürek avlusunu tatlı bir keder, acıklı bir sevinç, İki ara da bir derede söz dilendi. Haberdar olunca aklı sustuklarından, Sözler, cılız bir hıçkırığa dönüştü; Sırr-ı Mahrem kemiğe dayandı, “Araf” bilendi… Yüzünde sütlimandı hüznün gölgesi, Ve uyanıyordu retinasında cellatlar, Ve aslında hiçbir şey… Bakire bir sırrın rahminde doğurmaktaydı kocaman bir hiç’i Gemsiz acılar salınıyordu dilinde, Sustu, gizledi sırrını zifaf’tan. Kalktı gönül “Git” dilendi, çöktü ayak “Kal” eyledi. Örtük kaldı ısrarcı çığlık ve sustu kadın; “Araf” dedi… Uyuyakaldı tanrı, aklının döl yatağında, Ötenaziye çekti kendini tüm sözcükler, Düşlerinin sütten kesilmemiş çocuğuna, Bir peygamber, sabır diledi. Çöktü, tütsü diye yüreğini yaktı yağmurlara, Bir sis ki ebrusunda, bir mezar sessizliği, Baktı dayanılmaz ağrısına, sancıyan yaranın, Şaha geldi akıl ve kadın konuştu; Toplamların en eksiltilmiş çarpık ağrısına, Suskun bir gidişle; “Araf” dedi… 15.12.11 Ercan YAVUZER DAĞÖREN/MURADİYE hal cana değince gözlerinin kıyısında,geriye bir tek söz kalıyordu kadının aklında:? ? ? ? ? ? .

Devamını Oku
Ercan Yavuzer

05.09.2009
EYLÜL İSYANI
Ö.U’YA…
Geceye yaslanmışsın, dostu yok karanlığın
Dilinde isyanın küfrü, uluyan öfken
Yine her zaman ki gibi habersiz gelmiş sonbahar

Devamını Oku
Ercan Yavuzer

BENİM



Bugün gam yükü benim.

Devamını Oku
Ercan Yavuzer

AŞK EYLEYELİ 13/04/2011

Peçesi aralanmamış bir günaha bulaştım

Seni kendim bildim bilerek.

Devamını Oku
Ercan Yavuzer

19.06.2009

BİR BÜYÜK KIYAMET
Toprağımıza kırağı düşer, yoldaş olur güz serinliği gecelerimize
Bir uzak ihtimaldir güneşin doğu’dan doğuşu
Belki de hiç, belki de dağlar devrilir,

Devamını Oku
Ercan Yavuzer

AHİRET YALNIZLIĞI 09.09.09
Tüm asfalt cadde yürümelerinde,
Sen düşüyorsun aklıma,
Aklım; bu ahiret yalnızlığında…
Bedenim, özlem özlem bir yangında…
Sıcak zift gibi buhar buhar yayılıyorum

Devamını Oku
Ercan Yavuzer

Bekleme, Öylesine toz-duman altındayım, Enkazlar götürmüş yüreğimi, Sevinci az karılmış bir beton hüznü tutmuş gözlerimi Bekleme, Az hasarlı, içine girilebilir bir yalanın altındayım, Kartondan yapma düşlerim yıkılıyor, sokak aralarına Saçım-başım ölüm içinde, Bekleme, Kimse Yokmu’nun, az duyulduğu bir sessizliğin altındayım… Bekleme, Artık muhabbete hâsıl olmaz dilim, Payımdan, kendine al tüm sevinmelerimi, Gözlerim, seni hatırlamanın son karesinde. Öylesine ölümler içindeyim, Kan, sözden önce düşer gözlerimden, Dilim lal, aklım hala baharda, Bekleme, Okşa yıkıntıları, bir taş al başımı yaran, Ve dön git, bekleme Dikiş tutmaz artık bu yara, Bir çift gözün çocuk ölümüdür içimi böyle saran… Tam da şimdi, işte tam sırası demenin, tam sırası Artık uzak tut ellerini yüreğimden, Sevda deme, dilinden düşür aşka dair sözcükleri Sev beni, okşa yıkıntılarımı, Dışarıda kar, dışarıda korku, Bekleme beni, Dön git yoluna, geceye köprüle gözlerini, Bekleme, Aklım enkaz altında, yitirdim ben gözlerimi… Bekleme, Ağırdır beklemek bu coğrafyada, Keskin soğuk tutar yüreğini, üşüme. Bekleme, Acıma ölümüme, İyisi mi bir kahvaltı hazırla, Anaların yaşam dolusu ellerinden karılmış Otlu peynir koy sofrasına Azraillin, Bekleme, Öylesine kirlenmiş bir yaşamın altındayım, Enkazlar götürmüş yüreğimi, Okşa yıkıntılarımı, bir baş al yarılmış taşların altından, Ve çek git, bekleme, Bir yaşam ölmekte Van’da, gözlerinin zemin katında… Ercan YAVUZER VAN/MURADİYE

Devamını Oku
Ercan Yavuzer

29.09.2009

EYLÜL VE EYLÜL

Hüzün gelip kapına dayanınca,
Önce yağmurun yağması beklenmeli,

Devamını Oku
Ercan Yavuzer

DREAMER’E…

…Ki gözlerindir her akşam beni yurdumdan eden

Yatağımın en olmadık yerinde çarşafa dolandıran.

Devamını Oku
Ercan Yavuzer

Hangi enstrüman ne zaman bir tıngırıma yapsa, Aklımın ana rahminde sen doğarsın. Bir akşamüstü yorgunluğunda, aradan yaşama kaymış ara bir nağme gibi; Nakaratım olursun... Kimler çalmalara salar aklını, bilemem Nedir gitmelerde seni bu denli yücelten hüzün? Aklım, saklında kalır böyle göz ucunda sana hayallerimin Kim hangi söze abansa, Gitmelerin ayarsız çalınmalarında sevdiğim olursun… …Düşmez gözümde, seni bana yazan hoş edalı yaşam Saklı tutarım seni kendimden bile Ama anlatmasam acıkırım, Karnımım en olmadık yerinde bir kramp tutar kalbime doğru, Kim ne zaman bir sevdadan bahse yolcu etse dilini; Bütün duraklarda seni bekler gözlerim, Yollara revan eder aklımın sen metrajlı filmini… Geçerim işte böyle yanımdayken Seni olmayan zamanlara yazan anlardan, Seni ayrılıklara yazan yaşamdan… Dalıp giderim, seninle arşınlarken bu yolları Ellerinden tutar, basarım en üşüyen yürek ağrıma Bir büyük konçerto başlar ansızın, Yuvarlarız ayrılıkları, yuvarlanarak gönül gönüle… Sonra karanlık çöker gözlerinin üşümüşlüğüne Ben, sen için sayısız güneşli sabah dilenirim Yıldızlar titreşir teninin göğünde Ve sessiz çığlıklarım düşer bir bir, Üşüyen teninin yalnız coğrafyasına... 15.01.12 ERCAN YAVUZER

Devamını Oku