hoşgeldin,
seni bekliyordum,
bir an kaybettim sandım,
bulamayacağım diye cok koktum,
gel sarıl bana,
otur yanıma,
hayat'a itirazındı bakışım,
sevmekten öte,sevilmek gibiydin,
yalan olsada aşk,
yalancıyım ben, aşığım sana.
şiir'imin son mısrası gibiydin,
beyaz bir masaldı anlattığında hüzunlendiğim,
guzel bir aşkı anlatıyordu
sonu mutlu biten
girişini unuttum
bizim şarkımız vardı
üç mezobotamyalı,
üç dağ aslanı.
yureği özgurluğe sevdalı,
hayat kıskacında
dağ yar,ceylana dost.
dun gördum,
parkta, yalnız bir ağac
yaklaştım kimseler yoktu yanında,
dokundum,okşadım
dalları kırırmış, yaprakları sararmış
bak işte öluyorsun ağac.
bügun yalnızlığımı aldım avuclarımın içine,
onunla dertleştim...
hiç kimseye söylemediğim sırlarımı,
actım ona,
acı acı anlatırken,
affedersiniz sizin yaşınız kac
bayanların yaşı sorulmaz derler
ben utanmadan sordum
aslında canım sıkıldı,
kafamda biraz hoş
içimden geldi sana sordum
neyin ne olduğunu bilmeden konuşanlar,
şimdi susuyorlar...
dil onlara hak ettiği cezayı verdi,
şimdi ise susmanın sanat olduğunu düşunuyorlar
kaybetmeyi kabullenmemek için,
yaşamayı ne kadar seviyorsun,
yaşarken en cok neyi düşünuyorsun...
neyi seviyorsun,kimden nefret ediyorsun.
veya ne kadar seviliyorsun,
ne kadar nefret ediliyorsun...
insan bir ağaca benzer.
kökleri ailedir,
gövde kendisidir,
dallar sevgili,
yapraklar dosttur,
meyveler hayatın zevkidir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!