Bilmezsin,
Güneş yalnız senin için doğar her sabah,
Ve senin için batar akşamın şeraresinde.
Kuşlar, yalnız senin için kanat çırpar.
Gökyüzü yalnız senin adını haykırır ahir semâda.
Yıldızlar, günle barışır,
Ay, güneşe hasretle yanar,
Dün, bugüne kavuşur da,
Ben, niçin sana kavuşamam, ey mahur gözlüm!
Kalp pusulam hep seni gösterir.
Her dem sen ol mest-i ruhuma deva
Görme mevhum gönlüme azhab-ı reva
Çekmedim cihanda aşktan gayri cefa
Seninle dolsun gönlüm her dem ahir şeva
Ölümü düşledim bugün
Acısız bir ölüm, gamsız kedersiz
Kader mi gülecek yüzüme
Yoksa, ruhum mu kalacak, bedensiz
Uçurumun eşiğindeyim bugün
Sen gidince anladım.
Hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bu virane şehirde.
Zaman ağır, geceler uzun.
Sensiz sokaklar, sessiz karanlıklara gömülmüş.
Ben hâlâ seni bekliyorum, o eski lambanın altında.
Gökyüzünden işittim güzelliğini,
Sonsuzluğa kanat çırpan o özgür kuşlardan,
Işıltını aydan, güneşten ve yıldızlardan,
Şefkatini saçlarımı savuran hırçın rüzgardan işittim.
Gökyüzünde buldum güzelliğini,
Neyine bağlandım ki bu kadar
Uğruna şiirler yazılan, o narin gözlerine mi?
Omuzlarından usulca dökülen, sırma saçlarına mı?
Yoksa içimi yakan o çocuksu gülüşüne mi? Söyle!
Söyle!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!