Şimdi güz geldi bizim buralara
Sararmış yapraklarını döküyor ağaçlar.
Çağrısız savruk rüzgar sokaklarda
Hüzündür bütün renkler şimdi Enya
Hüzündür renkler
Sessizce akıyor ırmak.
Sararmış sazlıkların arasından düşleriyle
Eylül Enya o sonsuz hüzün
Eylü’le aşkların yaprak dökümü
Denmiş isede sen sakın inanma buna
Eylül Kardelen’dir
Eylül Kardelen’dir Enya
Ağaçlarını döken yapraklar hüznü,
Aşkı kavgayı kuşatıyor.
Eylül’de çiçek açıyor Enya
Bir kadın gebe kalıyor
Bir başka kadın çığlıklarla doğuruyor
Yankılanıyor ülkemin hapishanlerinde
Direniş türküleri
Mayıslar Eylül’lerden gebe kalmıyormu
Enya
Sana mapushanedeyken aşık oldum
Zincirler vardı bileklerimde
Ay ışığından parıldayan
Son kez gördüğüm gökyüzü
Parçasınıda gizleyip götürmüştüm hücreme
O mavide yaşadım yıllarca..
Düşgücümü zorlayarak
O mavi parçasını birbirine ekleyerek
Sonsuz bir gökyüzü elde etmeye
Çabalıyorum
Nekadar çaba harcarsam harcayayım
Sonuçta Mavi parçası vardı elimde,
Korkuyorum Enya
Bileklerimdeki zincirlerin,
Senin bileklerini incitmesinden
Korkuyorum
Kentler geceyi çağırdığında
Ay doğduğunda
Yüreğimle konuşuyorum Enya
Yanlızlığını duyumsuyorum yüreğimde
Bensizliğini çaresizliğini
İçini kasıp kavuran hasretimi
İşte ozaman Enya
Bileyli bir bıçak olup
İkiye bölmek istiyorum kendimi
Parçalanmak ve
değiştirmek dünyayı
Çığlıksal ezgilerde aradım seni
Enya
Onların çöllerinde
Vahaların aynasında
Unutulmuş bir kent yüreğin Enya
Çığlar yada okyanuslar altında kalmış
Bir iz var yinede senden
Varla yok arasında
Nicedir beni kentlerde tutan şey Enya
Günahlarım mı ıslıkla söylediğim
Beni bende öldürüp kendini yaratan
Aşklar mı gidemeyişime sebep
Nedir beni bu kentlerde tutan şey Enya
Yandım...yandım...küle dünüştüm
Küller savurmuyor rüzgarlarımı
...
mümkünmüdür Enya mümkünmüdür
külün ateşe dönüşmesi
Ben Enya sensiz yaşayamayan serüven
parçalanmış aynalarda yüzünü arayan
işte topluyorum odama yayılmış
yanlızlarımı, sensizliklerimi,
bekleyişlerimi,
tükenişlerimi, umutlarımı
çekip gidiyorum işte yine Enya
külle tutuşturmak için aşkları
hiç bir zaman ellerinden tutamayacağım
Enya
seni her düşündüğümde sesimi ve
yüreğimi ısıracağım
ezgilerle saracağım yaralarımı
aynı gökyüzünün altında
aynı acıların diliyle konustuk
ve bizim dilimizde artık
her ayrılık kavuşmadır.
Yanlızca düşümüzde
Bu aşkı yaşamamıza
izin vardır.
Sen Enya hiç bir zaman
benim yaşadığımı bilmeyeceksin
Bana en çok ecı veren şeylerden biride bu.
Her sabah uyandığında
Yüreğinin kıyılarında bordo bir gül
Bulacaksın...
Utangaç bir aşığın bıraktığını sanıp
Küçümseyerek
Aşk diyeceksin dağları delmektir.
Aşk dizlerine kapanıp ağlamak değilse
Enya
Delmekse dağları
Deliyorum...deliyorum...
Akıtıyorum suyu göğsümden
Ama biz yinede
İki yakasında kalıyoruz suyun
Sen Enya hiç bir zaman bilemeyeceksin
Yüreğinin kıyısında bordo bir gül
Bırakmak için azgın dalgalarla
Boğuşurken öldüğümü.
Ne zaman seni düşünsem Enya
Soyları yok edilmiş geyikler geliyor aklıma
Yalçın dağlarda duyulmuyorlar artık
Avcıların yürek zarını titreten
Geyiklerin sesi ve gölgesi
Acıdır sürek avında olan.
Ne zaman seni düşünsem Enya
Yok edilmiş insanlar geliyor aklıma
İşte ozaman uçurumlar arıyorum
Uçurumlar
Kendimi atmak için
Bütün uçurumlar dolmuş Enya
Yitirecek zincirlerim bile yok benim
Yitirecek bir şeylerimin olmasını isterdim...
Ve de yitirmek
Yitirmek hayata bağlardı belki beni
Yaşadığımın farkına varırdım.
Acıyla burkulurken yüreğim
...
kalbim mi var
onuda sen alıp götürmedin mi Enya
izleride silerek sonsuzluğa
aynalar duyardı sesimi
aynalar duyardı seslerimizi Enya
ve
mutluydu aynalardaki adam
şimdi hangi aynaya baksam
döküyor sırlarını.
Dünya’yı ondurmayan şey nedir Enya
gecekondulardan
kentini taşlayan çocuklarmı
yoksa nevroz şafaklarında
bir kez daha zincire vurulmasın diye
Prometeus
bir kez daha karanlığa gömülmesin diye
dünya
sönmesin diye ateş
bedenlerini ateşle tutuşturan
çocuklarmı?
Hayır Enya... hayır
Acılarla olgunlaşmıyor insanlık
Her şey gibi
Unutuluyor acılarda zamanla ve
Her kez kendisiyle başlatıyor
Acının miladını.
Kurşunlanmış bedenlerimizde
Hakların gül
Yaraları
Benim ülkemde Enya
Bütün masalların sonunda
Masal kahramanı öldürülür
Güzel bir dünya
İnsanca yaşamak istedikleri için
Öldürülürken halkımın çocukları,
Evlerde, kahvelerde, analar, babalar
Alkışlardı ölü olarak, ölü olarak ele geçirmeleri,
Ve kızarlardı polislere
Sağ olarak ele geçirdikleri için
Çocuklarını.
Aç, yoksul halkımın kendi tarihinden
Öğrendiği bir şeyler var
Bir şeyler var mutlaka
Şimdi halkım
Tarihinden öğrendiklerini deniyor.
Çocuklarının üzerinde.
İşkence ediyor, kurşuna diziyor
Derisini yüzüyor, asıyor, yakıyor.
Yaşıyor olduğu zulümlerin, kıyımların,
Sömürünün öcünü
Çocuklarından çıkartıyor.
Bunları gördükçe
Duydukça Enya
Bir kayayla parçalardım beynimi
Aynalara bakamazdım
Korkardım Enya
Bir utanç kaplardı yüzümü
Dinamitlerdim yüzümü
Dinamitlerdim.
Parçalanıp yitip gitsin diye
Utanç be boşluk
Her patlama biraz daha büyütürdü
utancımı.
iğrenirdim kendimden
ekmeği bölemezdim
su içemezdim
bakamazdım çocukların yüzüne
gülüşler düğümlenirdi gırtlağıma
sevişemezdim.
Buz tutardı gövdem.
İktidarsızlaşırdım.
Farkına vardırmazdım.
Sevgilime bir ölüyle seviştiğinin
Yalvarırdım sevgilime beni terk et diye.
Geceyarıları apansız sokağa çıkardım.
Sesleri çekilmiş alanlara
Vurulmak için
Vurulmak...vurulmak...
Seslerini duyardım Enya
Öldürülenlerin
Zamanı örseleyen hayatını değiştiren
Seslerini
Kahramanlar doğurup
Kahramanları öldüren
Ve
kahramanları ile birlikte
Kendini de öldüren
bir halkın çocuğuyum.
Yiğit çocuklar güzel günler için
Sürdürecekler ölmelerini
Enya
Biz asalaklar ve korkaklar yaşayacağız yine
Şimdiden başlayacağız
O güzel günleride kemirmeye.
Artık kim inandırabilir beni Enya
Tek değişmeyen şeyin değişme olduğuna
Değişmeyen şeylerde var,
Mutlu olmak istemiyor halklar
Özgür kardeşçe yaşamak da.
İşçiler çalışıyor fabrikalarda Enya
Üç vardiya
Kan, barut kurşun
Silah döküyor işçiler
Silahın çeliğine terleri karışıyor.
Bilim adamları laboratuvarlarda
Yarışıyor birbiriyle
Fantastik bombalar türetmek için
Yarışıyorlar.
Öyle bombalar üretiyorlarki
Doğada bütün canlıları öldürürken
Kapitalizmin metalarına
Zerre kadar zarar vermeyen
İnsan kapitalizmin metası değilki
Enya
İnsanı üretmek için makinalar icad edilmiyorki
Sermaye yatırılmıyorki insana.
Kurtarılacak bir dünya
Kalmayacak belki Enya
Halkların sustuğu yerde
Yaşanırken katliamlar
Onlar çocuklarını öldürecek
Bombalar üretip evlerine ekmek
Götürüyorlar...
Geçmiyor içlerinden bir soru Enya
Geçmiyor
İçlerinden bir soru
Bu kurşunlar kime sıkılır
Bu bombalar kimleri öldürür
Ve neden?
Umurlarındamı onların
Kurşunlar kimleri öldürürse öldürsün.
Yeterki onlar götürsünler evlerine ekmek
Gizli bir korkuyla yaşıyorlar
Ya kapanırsa silah fabrikaları
Evlerine ekmek nasıl götürecekler
Onun içindirki Enya
Halklar silah fabrikalarının açılmasına
İzin verip savaşıyorlar.
Belki hiç bir zaman barış olmayacak Enya
İnsanlar barış için öldürmedikten sonra
Kendilerini
Analar
Genç kızlar,
Kınaları henüz kurumamış gelinler
Bez dokuyorlar Enya
Türkü söyleye söyleye
Sevdalarını düşlerini işliyorlar bezlere
Geçmiyor içlerinden bir soru Enya
Kınalı iplere kimin boynu vurulur
Sevda desenli bezler kimin kefeni olur.
Grizu patlar Enya
Sormazki insana
Bakmazki insanın yaşına
Ayırmazki sen genç sen yaşlı
Sormazki evlimisin, bekarmısın
Çocuğun varmı?
Kaç karın doyuruyorsun.
Geçimlik bıraktınmı geride kalanlara?
Göçük altında işçiler ölür.
Üstüne ağıtlar yükselir.
Kimi evlere ateş düşer
Yakar kül eder yürekleri.
Kimi evlere güneş doğar
Sevinir işsiz ailelerin ölenlerin yerine
Oğulları, kocaları işe gidecek diye
Nedir Enya insanlığı bukadar
Soysuzlaştıran?
Petrole batmış bir karabatak yada bir kedi,
Köpek, at, kuş ölüsü,
İnsan ölüsünden başka ne ölüsü olursa
Olsun
Vicdanını sızlattırıyorda insanlığın;
Ayağa kaldırıyorda insanlığı,
Savaşlarda öldürülen milyonlarca çocuğa,
Tecavüz edilen binlerce kadına vicdanı
Sızlamıyor insalığın
Soruyorum kendime yıllardır Enya
O karabatağın soyu tükeniyor olsaydı
Yine sızlarmıydı insalığın yüreği.
Yoksa Enya
Petrolmüydü insanlığı ayağa kaldıran?
Nedir Enya insalığı bukadar
Soysuzlaştıran
Ne anlamımız vardı
Kendimiz ve onlar için
Sadece onların yaşamlarını
Sürdürmek için dünyaya
Gelmiş birer neysemiydik
Tohumuna para sayılmayan
Onun içinmi sudan ucuz
İnsan hayatı Enya
Hiç bir insan bugüne kadar
Doğal ve mutlu ölmedi Enya
Hepsi gözleri açık öldü
Ellerimiz kapattı gözlerini ölülerin
Bugüne kadar ne bugünden sonra da
Ölenler
Öldürüldüler Enya
Gözaltında kaybolmadıklarına,
Sokak infazlarında,
Yargılı infazlarda öldürülmediklerine
İnananlara...
Uzun bir ölümden başka neki yaşam Enya
Ömrümüz uzun bir ölüm anı
Biliyormusun Enya
Uzun bir ölümü yaşatıyorlar bize
Yavaş yavaş kokuşturup çürüterek
İçimize asit dökerek
Hergün birazdaha insansızlaştırarak
Yanlızlaştırarak, dostsuz bırakarak
Farkına varmıyoruz öldürüldüğümüzün
İçimizde dışımızda duvarlar Enya
Yıkmaktan değil yıkıntılarının altında,
Kalmaktan
Korktuğumuz duvarlarımızın önünde
Kurşuna diziyorlar bizi
Çoğunluğumuzun günlük yaşamları
Farklı gibi gözüksede Enya
Özünde aynı
Aynı sokaklarda doğup büyüyüp
Ölüyoruz...
Aynı sokakta yaşayacaksam bir ömür boyu Enya
Yaşamanın ne anlamı var
Sabah işe.işten eve ömrümüzce sürecek
Evlerimiz Enya tabutlarımızdır.
İşimiz ise horlandığımız işkence
Gördüğümüz
Emeğimizin ayaklar altına alındığı bir
Hapishane.
Yaşadığımız dünya milyonlarca insanın
Günlük yaşam içinde azgınca sömürüldüğü
Birbirine kırdırıldığı farkına
Varılmasızın
Öldürüldüğü toplu bir mezar
Tutulmadı Enya
Tutulmadı ölümlerin günlüğü
Yığınlarca aynı öldürüldük çünkü.
Düşlerimiz Enya düşlerim
Düşlerimide öldürmek istiyorlar
Yaralarıma saklıyorum
Yaralarıma saklıyorum seni Enya
Prometeus’un hergün gagalanan
kalbinin altına
açlığın öldürüldüğü
çocukların yüreğine gömüyorum
filistinlinin attığı taşa
ölüsüne işkence edilen
kürt gecinin esmer gülüşüne.
düşlerimiz Enya düşlerim
düşlerimide öldürmek istiyorlar
...
düşleride ölünce bir insanın Enya
o insandan ne kalır geriye
sen hiç gördünmü Enya?
duydunmu? yuvasında ölmüş
bir göçmen kuş...
ağıt yakmak riyakarlık Enya
anmalar eksilmektir anıları, yıpratmaktır.
Unutturmaktır anılanı.
Gözyaşlarımız dışa vurumudur.
İkiyüzlülüğümüzün.
Ağt yakmak, gözyaşı dökmek yerine
En azından onlarla birlikte gitseydik..
Belki Enya...
Elyazması çocuklar bırakıp gitmezdi bu
Kenti
Umutlarını yitirmezdi bu kent
Sığırcıklarını öldürmezdi.
Avcıların yolunu gözlediklerini bile bile
Uçurmazdı güvercinlerini
Yüreğini söküp atmazdı
Parçalamazlardı taş plaklarını,
Çiçekçi çocuklar
Bombalar satmazlardı
Abi...bir neron bombası
Kefen paramız için
Limalar ki sığınaklarımızdır
Her insan kendinin kefenidir de
El yazması çocuklar bırakıp gittiğinden beri
Enya
Bir şeyler öldürülüyor içimde.şasıyorum
Kalbimi parçalayarakta olsa
Yaşayabildiğime!
Bir zamandı anımsıyorum
Kendimizden gizleyerek
Söküp atmıştık yüreklerimizi de
Ve tarihin birinde Enya
Yakmıştık gemileri
Yıkmıştık köprüleride
Ant içip yazmıştık
Boşluğun duvarına
Dönüş yok diye
Herkesin kendinden ve birbirinden
Sakladığı bir sır vardı
Biliyordu herkes
Limalar varoldukça
Gemiler yeniden yapılır
Köprüler yeniden inşa edilirdi
Geriye dönüş her zaman vardır,
Limanlar yok edilmedikçe
El yazması çocuklar bırakıp gittiğinden beri
Bu kent
Dillerini koparıp attı bütün şiirler ve
Herşey
Şimdi sadece lal
Yaratmak bulmaktır artık Enya
Kendine, halkına, anılarına, geleceğe,
Yaşayacaklarımıza ihanet etmiş adamlarız
Birahaneler dolusu.
Kimliklerimizide yaktık
Şarap içtik ateşinde
Kimliksizdik.
Bulmak istemenin adı arayışta artık.
Bir amip gibi kendini
Yok eden ve çoğalan aşkı
Öldüren bu dünyada
Neden sürdürüyorum yaşamımı
Oysa Enya
Ölümlerden korkmayacak kadar yaşadım.
İnsan Enya insan
Doğanın ve kendisinin vebasımıdır?
Herşey talan edilmiş
Sessizliği talan sonrasının tenhalığı.
İnsanlar, ağaçlar evler,
Hayvanlar otlak köklerinden sökülüp
Toprağın üzerine bırakıverilmiş
İğreti birbirine yabancılaşmış,
İlintisiz, köksdüz geleceksiz, şimdisiz.
Dokunduğumuz her nesne
Acı bir çığlığa dönüşüyor.
Yabancılaşıyor kendine
Korkuyorum Enya korkuyorum
Nesnelerin yüreklerini yitirmesinden,
İnsanlaşmalarından.
Kuşların, balinaların, fokların
Toplu intaharını duydukça seviniyorum.
Hala diyorum duyarlılığını yitirmemiş
Canlılar var
Durmadan tecavüz ettiğimizbu
Yeryüzünde.
Bu benim umudum oluyor.
Yitiriyorum bazen umudumu da.
Ekmeğin, tuzun, şarabın
Tükürmediğini gördükçe
Yanlızlığımın yüreğinde duyumsuyorum.
Enya
Duyunsuyorum.
Bizden nefret ettiklerini.
Bizden daha çok sömürüldüklerini.
Bize karşı yavaş yavaş örgütlendiklerini.
Bizmi Enya
Mutluyuz zincirlerimizle yaşamaktan.
Hep aynı soruyu sordular Enya
, dünyayı sizmi değiştireceksiniz.
Sizemi düştü ülkeyi kurtarmak
...
haklıydılar onlar bu sorularda.
Hiç bir zaman mutlu yaşamak istemediler
Bir gece yarısı aniden çekip gitmeyi
İçlerinden hiç geçirmediler
Merak etmediler ufukların arkasını.
Mutluydu onlar zincirleriyle yaşamaktan
Hiç sorulmamış bir soru gibi.
Kalakaldım bir başıma.
Anlayamazlardı aşkla yanan
Çocukların yanmaktan başka,
Seçeneklerinin olmadığını
Çekip gittim Enya sessizce
Sorularıyla başbaşa bırakarak onları
Yüreğimde sevinci, umudu taşıyarak
Olsun Enya boşuna bir çaba
Olsun bizimkisi
Ütopyam için savaşmak
İnsanlaştırıyor beni
Bir anlam kazanıyorum yeryüzünde
Tarihin biz devrimciler için hazırladığı
Bir trajedi bu Enya
Özgür bir dünyada
İnsanca yaşamak istiyorsun
Dahada incelip insanlaşmak
Kurtulmak istiyorsun her an insanı
kendine yabancılaştıran bu sistemden
çıkmak istiyorsun bataklıktan
sen kurtulmak istedikçe halkın tutup
çekiyor
seni ayaklarından
mutlu, özgür bir dünyada yaşamak
istiyorsan
Enya,
isteyerek yada istemiyerek
bu toplumu değiştirmek zorundasın
çünkü özgürlük halkın yanında.
Başka bir seçeneğin yok.
Seçeneksiz ve yanlızsın.
Bir gün belki korkudan
Belki dayanamaz olur
Yürek bu iğrençliklere
Çıkıp gelsem senin ülkene
Gözlerime bakabilrimisin
Sevdalı sevdalı
Gözlerini kör etmeden
Ellerimi tutabilirmisin
Ellerini kırmadan
Çekip vurmazmısın beni anlımdan
...
çekip vurmazsan Enya
ben sana
nasıl sevdalı derim.
Bir gün çok mutlu olacağız Enya
Düşünemediğin kadar mutlu
Yağsın yağmur dediğin an
Yağacak yağmur ıslanacaksın.
..
bir gün çok mutlu olacağız Enya
düşünemediğin kadar mutlu
renklerle konuşacaksın
çiçeklerle, böceklerle, otlarla
çözülecek acının esmer dili
...
bir gün çok mutlu olacağız Enya
düşünemediğin kadar mutlu
gelsin o dediğin an
gelecek uzaktaki
seni unutmadım çiçeğiyle
yada sen ona gideceksin
yüreğinde büyüttüğün çiçeklerle
...
bir gün çok mutlu olacağız Enya
düşünemediğin kadar mutlu
biz göremeyeceğiz o günü
öldürülmüş...çürüyüp toprak
olmuş olacağız ve çoktan unutulmuş
...
bir gün çok mutlu olacağız Enya
biz göremeyeceğiz o günü
belki bizden sonrakiler de ama yinede dövüşeceğiz
kırılmadan, incinmeden hiç kimseye
öleceğiz o mutlu günler için.
-aralık bir kapı bırak yüzünde-
birtek sen anlarsın beni Enya
gelemeyişimin nedenini
tutulmuş yollar, haçerin ışıltısı
aç yavru ağzı yaralar tenimde
ne zaman sana gelmek istesem
yollar boynuma dolanıyor
sendemi diyor çocuk
hüznünlü gözleriyle
..
birtek sen anlarsın Enya
bir tek sen beklersin
..
bir gün mutlaka geleceğim Enya
lüzumsuz bir adam olduğumda burada
üretir olduklarında mutluluğu
dokunur olduklarında mutluluğa
usandığın an beklemekten
yıldızsız bir gecede geleceğim
rüzgar olacak fırtınlar biçeceğim.
Dallar tutkuyla bağlıyken gövdeye
Artık ateşse ırmakların yatağı
Yak bütün geçmişini geleceğini
Sadece ateşler bilsin Enya
Yaşanılacak olanı ve yaşanılanı.
Herkes ölür Enya
Devrimciler mutlu ölür.
Ateşi ateş yakar Enya
Beni kavga ve aşk
Bırakıp gidiyorum bütün kentleri Enya
Duyuyorum fabrika düdüklerinin
Çığlığını
Irmaklar deliriyor arkamdan
Zaman tutsak sonsuzluğuna
Aynı sokakta ölmek istemiyorum
Enya
Bırakıp gidiyorum bütün kentleri Enya
Karışarak senin sonsuzluğuna
Parçalayıp yüzümü
Sıyırıp atıyorum utancı
Bitiyor sorgu
Tükürmüyorum artık
Aynadaki
Yüze
Bırakıp gidiyorum bütün kentleri Enya
Bir veda sözcüğü
Son dokunuş ve bakış
Devinerek sürecek
Senin sonsuzluğunda
Bırakıp gidiyorum bütün kentleri Enya
Yaşanan vahşetlere dayanamayıp
Ölümün gerilla olduğu
O dağlara....
Kayıt Tarihi : 10.6.2003 13:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

insan okudukça daha çok bağırmak haykırmak istiyor şairin isyanına bende varım demek için...
TÜM YORUMLAR (1)